Hacı Arif Bey Konağı’nda Cuma akşamları gerçekleşen Divan Sohbetlerinin, 19 Ocak 2024 tarihindeki post sahibi emekli Öğr. Üyesi Prof. Dr. Ahmet Yörük oldu. “Dünden Bugüne Cumhuriyet’in İstanbul’u; Gidenler-Kalanlar” başlıklı sohbetimizde Cumhuriyet’e geçişle birlikte gelen değişim etkisini değerlendirdi.
İstanbul Lezzetleri
Prof. Dr. Ahmet Yörük bizim kültürümüzde yemenin, içmenin ve ikramın önemine değinerek başladı sohbetimize. Daha sonra edebiyat dünyasından Ahmet Rasim’in meşhur şiiri olan “Sakın Geç Kalma Erken Gel” şiirinden bahsederek sarhoşluğun aslında bir oburluk hali olduğunu meze kültürünün yaygın olduğu sofralarda alloşluktan bahsettiğini değindi. Daha sonra yemekten ziyade sunumun önemini vurgulayan Prof. Dr. Yörük, tebessümün bu konudaki önemini “Ne yer ne yedirir kokarım avrat, hem yer hem yedirir şekerim avrat.” sözüyle vurguladı. Daha sonra İstanbul kültüründe işkembe çorbası satan yerlerde hala Ahmet Rasim’in “Her derde şifa batna cila” sözünün asılı olduğunu söyledi. İmparatorluktan Cumhuriyet’e uzanan devirde çok önemli bir lokanta olan pandelliye değinen Prof. Dr. Yörük, buranın baş müdavimlerinden birinin Yahya Kemal olduğunu söyledi.
İstanbul’un Toplumsal Yapısı
İstanbul’da paranın önemli kısmının eskiden gayrimüslimlerin yönetiminde olduğunu söyleyen hocamız, paranın daha dengeli dağılması için yapılan çalışmalar olduğunu aktardı ve bunun varlık vergisi konularak gayrimüslim ahalinin varlıklarından vergi alınarak yapılmaya çalışıldığına değindi. Özellikle 6-7 Ekim 1955 olayları sonrası İstanbul da gayrimüslimlerin etkinliğinin azaldığını ve Türklerin İstanbul ekonomisinde daha çok söz sahibi olduğunu aktardı.
Mekanların Önemi
İstanbul’da her semtin kendine has lezzeti ve önemi olduğunu değinen Prof. Dr. Yörük, Kanlıca yoğurdunun tadını, Göksu deresinde kürek sallandığı günleri ve Sarayburnundan kovalarla balık tutulduğu günleri aktardı. Küçüksu da yazın kocaman bakır kazanlarda mısır kaynatıldığı, o lezzetin eskilerde kaldığını söyledi. Burhan Felek’in 2. Meşrutiyet döneminde Göksu’da hatıralarını anlattığını dile getirdi.
Beykoz’un işkembe, paça gibi sakat at yemeklerinde meşhur olduğunu Anadolu Kavağına doğru ilerledikçe balık ve mamullerinin meşhur olduğunu söyledi. Altınkum’da denize girmenin ayrı bir tadı olduğunu söyleyen hocamız Sarıyer’de ise muhallebinin lezzetini hatırlattı. Ekmek deyince akla Beşiktaş’ta Aynalı Fırın geldiğini francala ekmek çıkardıklarını dile getirdi. Simidin bizim kültürümüzde önemli bir yeri olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yörük, Topkapı simidinin, Tophane simidinin ve Kasımpaşa’da Bahriyeli Fırını’nın simidinin meşhur olduğunu burada mutlaka tadım yapmak gerektiğini altını çizdi.
Sirkeci garının tam karşısında Konyalı lokantasından bahseden Prof. Dr. Yörük, talaş böreğinin özel olarak yapıldığı bir yer olduğunu aktardı. Mısır Çarşısı’nda pastırma, peynir, zeytin gibi birçok iftariyelik şeyleri alıp topluca iftar yaptıklarını aktaran hocamız, Mısır Çarşısı’nda birçok şeyin iyisini bulunabileceğine değindi.
Sohbetimiz soru cevap şeklinde devam etti.
Yunus Emre ÇETİNKAYA
(İhtisas 2)