13 Eylül 2024

Hasan Kılıçarslan (1961-1999)

15 Mart 1961 yılında Tunceli’nin Çemişgezek ilçesinin Ulukale köyünde doğan Hasan Kılıçarslan, ilk, orta ve lise öğrenimini Elazığ’da yaptı. 1978 yılında girdiği Teknik Öğretmen Okulu Makine Resim ve Konstrüksiyon bölümünü 1983 yılında bitirdi. 1983 yılında, Haydarpaşa Endüstri Meslek Lisesi’nde öğretmenliğe başladı.

1984 yılında evlenen Hasan Kılıçarslan, bir yandan öğretmenliğe devam ederken, diğer yandan da Marmara Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesinde yüksek lisansa başladı. 1988 yılında tezi kabul edilerek yüksek lisansını tamamladı. Bürokratik sebeplerle, 1990’lı yılların başında çok sevdiği öğretmenliği bırakarak özel sektöre geçti.

1996 yılında eşiyle birlikte Hac vazifesini eda etti. 1998 yılında yakalandığı kanser hastalığına yenilerek 18 Aralık 1999 Cumartesi günü, salavatlarla, kelime-i tevhitlerle, kelime-i şahadetlerle hakkın rahmetine kavuştu. Memleketi olan Elazığ’da toprağa verildi.

Ortaokulda milli ve manevi kitaplarla başladığı okuma, öğrenme ve araştırma merakı, sosyoloji, felsefe ve tarih konularıyla devam etmiştir. Pazar günleri sahaflarda yaptığı gezinti en büyük zevklerindendi. Kültürün bütün unsurlarına ilgi duyardı; futbol oynar, bağlama çalar, ve folklorla ilgilenirdi.

Araştırma ve öğrenme arzusu, sadece okumayla sınırlı kalmamış, sosyal ve kültürel etkinliklerin yapıldığı yerler Hasan Kılıçarslan’ın vazgeçemediği mekanlar olmuştur. Bu arayışlar sırasında 1996 yılında KÜLTÜR OCAĞI ile tanışmış ve KÜLTÜR OCAĞI hareketine yürekten inanmış, çok kısa süre içerisinde “Vakıf Meclisi” üyesi olacak kadar büyük görevler üstlenmiştir.

En büyük ideali, Medine’de yaşamak ve Türk Cumhuriyetlerinde hizmet etmekti. Hasan Kılıçarslan’ın en önemli özelliklerinden biri de hakiki bir “kul” ve “ümmet” oluşudur. Bu şuur gereği “Hak” tan gelen acı tatlı her şeyi yürekten kabul eder, asla ve asla şikayetçi veya sitemkar olmazdı. O, “ Hak’tan gelen, acı ve felaket de olsa başının üstünde yeri var “diye düşünürdü. Hayatının son günlerinde büyük sıkıntılar ve acılar çekmesine rağmen hiç şikayet etmemiştir. “Kulluk” ve sabır imtihanını başarıyla vermiştir. O, az konuşan kararlı, iradeli, güzel ahlak timsali bir Allah dostuydu.

Allah (c.c) rahmet eylesin, mekanı cennet olsun.