Türkiye’yi 2025 yılında neler bekliyor ?
KOCAV Kariyer Geliştirme Merkezi’nin (KAGEM) düzenlediği Ekonomi Divanları, 2024-2025 eğitim döneminin ilk programını 16 Ekim Çarşamba günü Hacı Arif Bey Konağında gerçekleştirdi. Ekonomist Dr. İnanç A. Sözer’in katılımıyla gerçekleşen Ekonomi Divanı’nda “Türkiye’yi 2025 yılında neler bekliyor?’’ başlığı ele alındı.
Dr. Sözer konuşmasına “2022-2024 arası dönemi kusursuz dengesiz olarak ifade ettiğim bir dönem olarak yaşadık. 10 milyona yakın insan bu süreçte çok mutlu bir dönem geçirdi çünkü mal ve stok konusunda herhangi bir sıkıntı çekmediler. Bu bir kusursuz dengesizlik dönemiydi ve bir maliyeti tabi ki olacaktı. Ne yazık ki hesaplamalarıma göre 30 milyona yakın insanın yoksullukla mücadele ettiğini görüyoruz. Dolayısıyla gelir dağılımı Türkiye İstatistik Kurumu verileriyle bile muhtemelen tarihimizin en kötü dönemine işaret ediyor.’’ Sözlerini belirterek başladı.
Dr. Sözer, eski gücümüze kavuşmak için gençlere sıkı sıkıya sarılmamız gerektiğini vurguladı ancak istatistiklere baktığımızda iyi liselerde veya iyi üniversitelerde okuyup mezun olmuş olanların büyük bir çoğunluğunun, değişim programlarıyla yurt dışına çıktığını gördüğünü sözlerine ekledi. Türkiye’nin en kritik konumda olduğu noktanın nüfus artış hızı olduğunu belirten Sözer, bu konu hakkındaki politikaların da gözden geçirilmesi gerektiğini vurguladı.
İhtiyacı olanların fonlanması gerektiğini belirten Sözer, Türkiye’nin son 23 yılın en yüksek faiz oranına sahip olduğunu fakat hayat trafiğinin, konut ve taşıt satışlarının yüksek olmasının kayıt dışılık sayesinde gerçekleştiğini de dile getirdi. Bu durumu ortadan kaldırabilmek veya minimuma indirmek için ise hukukun üstünlüğü ve demokrasiyi vurguladı.
Yaklaşık 4 yıldır yüksek enflasyon yaşadığımızı dile getiren Dr. Sözer, geride kalan 4 seneye baktığımızda Türk lirasının değer kaybının kabaca 8 kata denk geldiğini belirterek Dünya ihracatından aldığımız payın hala aynı olduğunu da vurguladı. Ayrıca Dr. Sözer, sanayi ve hizmet sektöründe düşük faiz yüksek enflasyon döneminde belirlenen kâr marjları üzerinden yeni kâr marjlarını belirlememek gerektiğini de sözlerine ekledi.
Son olarak 2024 yılını jeopolitik gerginlikler yılı olarak değerlendiren Sözer, 2025 yılı için de benzer bir yıl öngördüğünü dile getirdi. Ayrıca Dr. Sözer, Uluslararası tarafta petrol fiyatlarının zannedilenin aksine çok büyük bir yükseliş getirmeyeceğinin yanında İran-İsrail savaşını da getirmeyeceğini belirtti. Mevcut tahminlerinin içerisine koymadıkları ve risk senaryosu olarak ifade ettikleri jeopolitik gerginliğin bu durum olduğunu da sözlerine ekleyerek, geri kalan gerginliklerin 2024 yılı ile benzerlik taşıyacağını da dile getirerek sözlerine son verdi.
Hazırlayan: Hikmet Emir UMAN (İhtisas 1)

