Her yıl seminer dönemine büyük bir coşkuyla başlayan vakfımız, bu yıl da coşkusuna coşku katarak ilk dersini gerçekleştirdi. 2014- 2015 Seminer Dönemimiz 25 Ekim 2014 Cumartesi günü, Giriş, Gelişme ve İhtisas öğrencilerinin, KOCAVlı mezunların ve değerli hocalarımızın katılımıyla KOCAV Erol Güngör Kültür Merkez’inde başladı. Yeni öğrencilerimizin bilgilendirilmesi amacıyla vakıf tanıtım filmimizin gösterimiyle başlayan program, İstanbul Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi Arş. Gör. Esra Gültekin’in konuşması, açılış dersi ve oryantasyon programı ile devam etti. “Kıymetli KOCAVlılar ve müstakbel KOCAVlılar hoş geldiniz ” diyerek programı açan Gültekin, her açılışta
heyecanlı olduğumuzu ifade etti. Önceki senelerden gelen yol arkadaşlarımızın yanımızda olduğunu ve yeni yol arkadaşlarımızın da bize katıldığını söyleyen Gültekin “KOCAV’a gelmeyerek ne kaybettiğinizi ancak KOCAV’a gelerek anlayabilirsiniz.” Sözleri ile sözü Eğitimden Sorumlu Başkan Yardımcımız Prof. Dr. Mustafa Delican’a verdi. Prof. Dr. Delican açılışımızın akademik bir havada geçmesi gerekliliğinden ve bunu sağlamak için gayret gösterildiğinden bahsetti. Bu gayretin bizim için bir hedef ve hatta vazife olduğunu söyleyen hocamız, bunun sebebi olarak eğitim meselesinin Türkiye’de çözülememesini gösterdi. Milli kaynakların da bu sebepten heba olduğuna ayrıca dikkat çekti. İnsan ve kültür ilişkisinden bahseden hocamız “insan biyolojik bir varlık değildir.” diyerek her insanın kültürlü olması gerektiğini dile getirdi. Her insanın toplumu ihya etmesi görevini şu cümleyle aktardı: “Kaybolan kültür varlıklarını yeniden inşa etmek neredeyse imkânsızdır.” Bu kültür varlıklarını yok etmek isteyen unsurların o toplumu yok etmek istedikleri gerçeğini bazı örneklerle açıklayan hocamız ilk örnek olarak Diyarbakır’daki Ziya Gökalp müzesinin hunharca yakılarak yok edilmesini gösterdi. Moğalların da bunu yaptığını ve ABD’nin de Irak işgalinde ilk saldırdığı yerlerin kültür yerleri olduğunu söyleyerek kültür varlıklarının öneminden bahsetti. Üniversite öğrencilerine seslenen hocamız öğrencilerin üzerlerindeki sorumluluğa dikkat çekti. Eğer gerçekten gelişmek istiyorsak ilmi anlamak üzere bir eğilimimizin olmasının gerekliliğini vurguladı. Ve vakıfların işleyişi hususunda; vakfın bir şey talep eden değil bir şeyler veren kurumlar olduğunu söyledi. Vakfımızın ilim yolundaki bu ilerleyişinde bizim bir şeyler alabilmemiz gerekliliğinden de bahsetti. Vakfımızın üç yıllık ihtisas programından bilgiler verdi ve derslerin sayısal sözel ayrımına tabi tutulma derdine düşülmeden; her üniversite öğrencisinin gelişimi, faydalanması ve öğrenmesi gerektiği derslerden oluşturulduğunu ifade etti. Ardından sözü açılış dersini yapmak üzere YÖK Üyesi Prof. Dr. Tufan Buzpınar’a bıraktı. Prof. Dr. Buzpınar hocamız: “Kültür Ocağı Vakfı’nı bugüne kadar gerçekleştirdiği güzel faaliyetlerinden dolayı tebrik ediyorum.” diyerek söze başladı ve bize kendinden bahsederek mesleğini ve YÖK’ü anlattı. Üniversiteler hakkında bilgi veren hocamız, üniversitelerin öneminden, gelişiminden, ülkemiz üniversitelerinin dünya üniversiteleri içindeki yerinden ve ÖSYS’nin işleyişinden bahsetti. Son zamanlarda sınavdaki ve yerleştirme sistemindeki değişimleri aktardı. Daha sonra insan olabilmenin, dünyayı tanıyabilmenin önemini anlatarak, milletimizin medeniyetle ilişkisini tarihten örnekler vererek açıkladı. Bizlere medeniyetimiz için öğütlerde bulunan hocamız vakıfların öneminden ve işleyişlerinden de ayrıntılı olarak bahsetti. Eğitim sisteminde vakıfların ne denli önemli olduğunun vurgusunu yaptı. Hocamızın konuşmasından sonra “oryantasyon” programları için Giriş, Gelişme ve İhtisas öğrencileri kendi sınıflarına geçtiler. Giriş kademesinde başlangıç derslerinden, saatlerinden ve işleyişten bahsedildi. Gelişme ve İhtisas programları hakkında da önemli bilgiler verilirken bütün yıl boyunca neler yapılabileceği, planlanmış ajandaya neler katılabileceği görüşüldü.
Hazırlayan
Alper AÇIKGÖZ (Gelişme 1)
Ayşenur GÖK (Gelişme 1)