TÜRK SOSYOLOJİSİNDE BİR ZİRVE; ZİYA GÖKALP
Türk milliyetçiliğinin babası, yazar ve sosyolog Ziya Gökalp, vefatının 100. yılında 28 Aralık 2024 Cumartesi günü saat 17.00’de KOCAV Erol Güngör Kültür Merkezi’nde düzenlenen bir panel ile anıldı. KOCAV tarafından düzenlenen bu panel, Sakarya Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğr. Üyesi Prof. Dr. H. Musa Taşdelen’in yönlendiriciliğinde gerçekleşti. Panelde konuşmacı olarak Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğr. Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan ile Kültür Bakanlığı desteği ile hazırlanan ve geçtiğimiz günlerde gösterimi yapılan “Büyük Mürşit Ziya Gökalp” belgeselinin film yönetmeni Berkan Sözer konuk edildi.
Program, “Büyük Mürşit Ziya Gökalp” belgesel film gösterimi ile başladı. Gösterimin ardından Yönetmen Berkan Sözer ve Prof. Dr. Doğan, Gökalp’in bilinmeyen yönlerini ve düşüncelerini katılımcılar ile paylaştı.
“Kadirşinas Milletler, Kadri Bilinecek Adamlar Yetiştirirler”
Yönetmen Sözer, belgeseli çekmeye nasıl karar verdiğinin hikâyesini anlatarak sözlerine başladı. Ardından bizlerin bugün Ziya Gökalp’i anlamaya okumaya ve tartışmaya ihtiyacımız olduğunu belirttikten sonra şu ifadeleri kullandı: “Eskilerin bir lafı vardır; Kadirşinas milletler, kadri bilinecek adamlar yetiştirirler. Yani bir millet kadirşinaslığını kaybederse o milletin içinden kadri bilinecek insanlar çıkmaz. Bize ne mutlu ki eskiden bizim milletimiz kadirşinas bir milletmiş ki kadri bilinecek Ziya Gökalp gibi adamlar yetiştirmiş. Biz bu özeliğimizi kaybetmemek zorundayız. Eğer kaybedersek bizim böyle büyük adamlarımız yetişmez. Biliyorsunuz bir milleti temsil eden, ayakta tutan ve bir milleti inşa eden o milletin büyük adamlarıdır. O bakımdan bizim Ziya Gökalp’lere ihtiyacımız var. Bugün bizim Ziya Gökalp’i anlamaya ve tartışmaya ihtiyacımız var. Ama aynı zamanda yeni Ziya Gökalp’lere, Mümtaz Turhan’lara ve Erol Güngör’lere de ihtiyacımız var. Bunu yapabilmek için de önce elimizde var olan bu büyük hazinelerimize kadirşinaslık göstermeyi bilmek zorundayız.” KOCAV’ın belgesel çekilirken kadirşinaslık gösterdiğini söyleyen Sözen, belgeseli izleyen herkese teşekkür ederek sözlerini sonlandırdı.
Ziya Gökalp’in Bize Önderlik Edeceği Çok Konu Var
Sözen’in ardından konuşmasına başlayan Prof. Dr. Doğan, Gökalp’in farklı yönlerini anlatacağını, onu tek yönlü olarak ele almanın yanlış olduğunu ifade etti. Gökalp’in hayatına değinen Prof. Dr. Doğan, onun dâhiyane bir kişiliğe sahip olduğunu ifade ettikten sonra sadece sosyoloji değil gerek felsefe gerek din konularında bilgili olduğunu dile getirdi.
Prof. Dr. Doğan “Ziya Gökalp çok zikzaklı bir kimsedir. O kadar çok fikir değiştirmiştir ki mesela bu Türkçülük kavramı. İlk etapta Türkçülük Türkiyelilikti. Türkiyeli kavramını ilk kullanan Ziya Gökalp’tir. O bağlamda yenilikçi bir kimsedir. İkinci etabı ise Oğuzculuktur. Daha sonra Oğuzculuk’tan da vazgeçmiş.” sözleriyle yenilikçiliğine de vurgu yaptıktan sonra Gökalp’in fikir babası olarak Abdullah Cevdet’ten, Farabi’den, Gazali’den etkilendiğini, milliyetçilik konusunda Mehmet Akif’le örtüşen görüşleri olduğunu ifade etti. “Türkiye’nin sekülerleşmesi, eğitimdeki Durkheim’cılık, toplumsallaşması da onun ürünü. Diyanet işleri Başkanlığının teşkilatlanması da onun ürünü.” diyerek Ziya Gökalp’in pratikçi bir adam olduğunu belirti.
Ziya Gökalp’in üzerinde bir dinsiz yaftası olduğunu ama aslında bunun yanlış olduğunu söyleyen Prof. Dr. Doğan, “ Ziya Gökalp sosyolojik olarak dindar bir kişi değildir ama dinsiz de değildir. İçkisi vardır, meyhanelere gitmişliği de vardır. Ama asla dinsiz değildir. Bu kanıya Malta Mektupları’ndan varıyoruz. Malta Mektupları’na bakınca bütün sığınma noktalarını Allah’a tevekkül olduğunu görüyoruz.” ifadelerini kullandı. Ziya Gökalp’in bize önderlik edeceği çok konu olduğunu hatta Türk Tabipler Birliği isminin de onun eseri olduğunu dile getirerek konuşmasına son verdi.
Üç Temel Konu
Panelin yönlendiriciliğini yapan Prof. Dr. Musa Taşdelen; Ziya Gökalp’in islamiyet, medeniyet ve milli aidiyet olmak üzere üç temel konuyu ele aldığını ve bu konularda da bizlere rehberlik ettiğini dile getirdi. “Gökalp’in o dönemki sosyoloji dünyasından örnek alabileceği en uygun isim Durkheim’dir. Gökalp, Durkheim’den istifade edere çok doğru yapmıştır. O dönemde dayandığı sosyolojik eko Türk toplumuna yol göstermekle analiz etmekte, sosyolojik çözümleme yapmakta en uygun ekoldür.” diyerek Gökalp hakkındaki düşüncelerini söyledi.
Programın sonunda panelistlere ebru takdim edildi. Fotoğraf çekiminin ardından panel son buldu.
Katılımcıların Gözünden
Ben Doğu Türkistan’da Uygur Türküyüm. Ziya Gökalp’le ilgili bugünkü etkinlikte çok güzel konuşmalar geçti. Gerek Türk fikir hayatında gerek Türk sosyolojisinde ve gerekse de Ziya Gökalp’in hayatı ve eserleri hakkında değerli hocalarımızdan çok kıymetli bilgiler edindik. KOCAV’a bu etkinliği düzenlediği için teşekkür ederim. (Hamit GÖKTÜRK)
Köken olarak Sibiryalıyım. Özbek Türküyüm. Emekli oldum ama okumaya devam ediyorum. Uluslararası İlişkiler okuyorum, ikinci sınıfım. KOCAV’ın böyle bir programına ilk kez katılıyorum. Çok memnun kaldım. Ziya Gökalp’i çok yönlü olarak burada tanıma fırsatı buldum. Bu nedenle vakıf temsilcilerine ve yönetime teşekkür ederim. (İffet DÖNMEZ (Emekli Din Kültürü Öğretmeni))
Belgeseli çok beğendim. Uzun olmasına rağmen akıcıydı, dinledik. KOCAV’daki hocalarımız vardı, benim okulumdan da hocalarım vardı çok iyiydi ve konferans da bilgilendiriciydi, çok şey kattı. (Buse SERTTÜRK – Gelişme 1)
Kesinlikle çok keyifliydi, belgesel de çok keyifliydi, hiç sıkmadan izletti. Hocaların görüşleri çok değerliydi, kıymetli hocalarımız gelmişti zaten. Teşekkür ederim. (Yasemin KIDIK – Gelişme 1)
Belgesele biraz geç yetişebildim ancak katıldığım yerden izlediğim süre boyunca belgesel çok doyurucuydu. Ondan sonra söz hakkı alan hocalarımızım konuşması daha da doyurucuydu, hoşuma gitti. Fazlasıyla katkı sundu. (Oğuz KORKMAZ – Giriş 1)




Hazırlayan: Efsanur TEKİN (İhtisas 2)
