Sosyal psikolog, düşünür, yazar ve fikir adamı Prof. Dr. Erol Güngör, vefatının 41. yılında Düzce’de KOCAV tarafından düzenlenen anma programıylayad edildi. Düzce Erol Güngör Kültür Merkezi’nde 12 Mayıs’ta KOCAV’ın organize ettiği, Düzce Valiliği, Düzce Belediyesi ve Düzce Üniversitesi iş birliğiyle düzenlenen anma programındaki panelde Erol Güngör’ün ilmi yönü, düşünceleri ve eserleri ele alındı.
Programın açılışında konuşmalarını KOCAV Başkanı Av. Dr. Ali Ürey, Düzce Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Genç, Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, Düzce Milletvekili Ayşe Keşir ve Düzce Valisi Selçuk Aslan yaptı.
Salonu dolduran katılımcıları selamlayarak sözlerine başlayan Av. Dr. Ürey, KOCAV’ın kurulduğu günden bugüne Erol Güngör’ü gündemde tuttuğunu, Erol Güngör’ün fikirlerinin başta genç kuşak olmak üzere tüm millete ulaşması uğruna yoğun çabalar sarf ettiğinive bu kapsamda birçok etkinliğe imza attığını belirtti.
Düzce Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Genç, “Başkanımız Faruk Özlü, Kültür Merkezi’ne Erol Güngör adını verdiğinde herkes şaşırmıştı. Ancak Düzceliler de şimdi anlıyor ki çok muhterem bir şahsiyeti, bir filozofu, bir düşünce adamını burada anmaya vesile kıldılar.” diyerek Erol Güngör’ü rahmet ve şükranla andı.
Düzce Belediye Başkanı Dr. Özlü de Erol Güngör’ün başta sosyal psikoloji olmak üzere birçok alandaki düşünceleriyle milletimizi etkilediğini, düşünce hayatımıza yön verdiğini ve çok sayıda bilim insanının yetişmesine vesile olduğunu ifade etti. Başkan Dr. Özlü, kültür merkezine Erol Güngör’ün adını vermeyi kendilerine ve gelecek nesillere karşı tarihi bir sorumluluk olduğunu, Erol Güngör isminin çok daha fazla eserle birlikte anılması gerektiğini söyledi.
Düzce Milletvekili Ayşe Keşir, Güngör’ün kitaplarında hem döneminin kuşağına hem de bizim kuşağımıza aydın olmak üzerine çok büyük görevler yüklediğini söyledi. Güngör’ün hukuk, sosyoloji, psikoloji ve felsefe gibi alanlarda multidisipliner bir yaklaşım sergilediğine değinen Keşir, “Bütün bu multidisipliner yaklaşımla Erol Güngör çağı ve bizler için bir kutup yıldızıdır.” dedi.
Düzce Valisi Selçuk Aslan ise Güngör’ün Türkiye’de sosyal psikolojinin kurumsallaşması noktasında çok kıymetli hizmetler verdiğini ama bundan da öte bir sosyal bilimci, sosyal psikolog ve sosyolog olarak Güngör’ü diğer akademisyenlerden farklı kılan yönün Türkiye’de sosyal meseleleri tam ortasından kavrayarak sorunu sağa sola çekmeden, eğip bükmeden doğru bir şekilde tahlil etmesi olduğunu söyledi.
Erol Güngör’ü Anlamak, Anlatmak ve Yaşatmak
Açılış konuşmalarının ardından Düzce Üniversitesiöğrencileri Erol Güngör’ün biyografisini sundular. Sunumun ardından Panele geçildi. Panelin yöneticiliğini ve ilk konuşmasını Sakarya Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi ve KOCAV Vakıf Meclis Üyesi Prof. Dr. M. Tayfun Amman “Medeniyet Kırılması Ekseninde Erol Güngör” başlığıyla yaptı. “Medeniyet kültürün toprağa kök salmasıdır.” diyerek sözlerine başlayan Prof. Dr. Amman, medeniyet ve medeniyet kırılması kavramlarını ele aldı. 200 yıllık modernleşme sürecini medeniyet kırılması şeklinde ifade ettikten sonra bu kavramın içinde 5 kırılmayı barındırdığını ekledi. Tarih, kültür, dil, din ve devlet kırılması olarak ayrılan medeniyet kırılmasının izleri üzerinden iki sembol isimden bahsetti: Erol Güngör ve Hüseyin Remzi Bey. Sözlerine Erol Güngör ile Hüseyin Remzi Bey’i, yetiştikleri zaman ve koşullara göre karşılaştırarak devam etti. Erol Güngör’ün yaptığı çalışmaların bu beş kırılmanın izlerini silmek amacıyla yazıldığını ekledi. Son olarak 40 yıldır medeniyet kırılmasının izlerinin silinmeye çalışılmasından söz etti.
Panelin ikinci konuşmacısı Yıldız Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi ve KOCAV Vakıf Meclis ÜyesiProf. Dr. Mehmet Akif Okur idi. Prof. Dr. Okur, “Modernleşme Tecrübesi, Erol Güngör ve Dünyamız”başlıklı konuşmasına son 200 yıllık dönemdeki hedeflerimize teknik ve teknoloji anlamında ulaşıldığını söyledi ve bu başarıların takdir edilmesi gerektiğine dikkat çekti. “Bugün Türk ekonomisi dünyanın üst noktalarında ekonomik güce sahip bir ülke. Dolayısıyla Türkiye dünyanın önemli güçlerinden biri. Maddi, teknik ve teknoloji tarafları dikkate aldığımızda bu olur. Ama diğer taraftan baktığımızda özellikle sosyal bilimler ve manevi illimler alanına geçtiğimizde bu alanda tam tersi bir durumla karşı karşıyayız.”Sözleriyle sosyal bilimler hususundaki problemlerin üzerinde durdu. Tarih, edebiyat, mimari gibi alanlardaki soyut ve somut niteliklerin çelişkisinden bahsetti. Son olarak insan ve toplum içindeki örneğinden şu şekilde söz etti: “Esas olarak Türk ferdi kendisini bütün ilişki formlarında inşa eder. Aslında bir insan ailede değil mahallede neyse odur. Biz mahalleyi kaybettiğimiz anda bütün özümüzle, milli varlığımızla irtibatı kuramayız.”
Ardından İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi ve KOCAV Vakıf Meclis Üyesi Prof. Dr. Tahsin Görgün,“Erol Güngör ve Türk Üniversitesi” başlıklı konuşmasına Erol Güngör’ün mütefekkirler arasında önemli bir halka olduğunu söyleyerek başladı. Kültürel hafızayı içselleştirip uzmanlaştığı disiplinde olması gerekeni yaptığını vurguladı. Dolayısıyla bir ilim disiplininde ilerlemenin bilgi sistematiğini doğru anlamaktan geçtiğini açıkladı. Diğer yandan Erol Güngör’ü ve aydın durumunu ele aldı. Güngör’ün milletin meselelerini hem geçmiş hem de gelecekle değerlendirerek derin bir ufukla incelediğinden bahsetti. Böylelikle bize bir aydın prototipini miras olarak bıraktığını da ekledi. “Mahvolduk, yok olduk, bittik hususunda da düşemeyecek kadar büyük bir tarihin mirasçısıyız. Ciddi meselelerimiz olsa bile bundan daha ciddi buhranların içinden geçmiş bir milletin evladıyız.” Sözlerini söyledikten sonra Erol Güngör’ün negatif söylemlere karşı duracak güçlü bir ses olduğunu ifade etti.
Düzce ÜniversitesiFen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatih Yıldız ise “Erol Güngör’ün Entelektüel Kimliği” başlıklı konuşmasında Erol Güngör nasıl Erol Güngör oldu? sorusundan yola çıkarak Erol Güngör’ün biyografisinden bahsetti. Türkçe’nin nabzının attığı bir şehir olarak nitelediği Kırşehir’de doğmuş olmasının ve kitaplı bir evde büyümesinin Erol Güngör’ü etkilediğini ifade etti. Ardından sosyal çevresinin ve yaşadığı dönemin de bu durumu pekiştirdiğini ekledi. Özellikle yaşadığı dönemin yazılarını etkilediğinden ve bu yüzden milli kültür ve unsurlarını sıkça ele aldığını belirtti. Erol Güngör’e okullarımızda daha fazla ilgi gösterilmesinin olumlu sonuçlara yol açacağını söyledikten sonra “Erol Güngör 10 sene daha yaşasaydı Türkiye’nin kaderi daha farklı olurdu.” diyerek sözlerini bitirdi.
Son olarak İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi ve KOCAV Vakıf Meclis Üyesi Dr. Öğr. Üyesi M. Fatih Karakaya “Teknoloji Değişmesi, Erol Güngör ve Makine Medeniyeti” başlıklı konuşmasına insanın makine ile ilişkisinden bahsederek başladı. Bu ilişkinin neticesinde teknolojinin gelişmesinin esasında bir hayat tarzı değişimi olduğunu vurguladı. Güngör’ün 1975 yılında yazdığı bir yazıda otomasyonda bazı mesleklerin kaybolma endişesinden bahsettiğini ekledi. Yine aynı yazıda bazı mesleklerin kaybolmasının yeni mesleklerin türemesine sebep olacağının da söz edilmesini ele aldı. “Yeni bir hayat tarzı ve bu hayat tarzının sebep olduğu ahlak değişimi. Biz bu değişim karşısında ne yapacağız?” diyerek toplumsal düzeydeki bir değişimlerinden ve risklerinden söz etti.
Programın sonunda konuşmacılara plaket takdimi ve hatıra fotoğrafının çekilmesinin ardından panel son erdi.
Anma Programının Ardından…
Erol Güngör’ü Fikirleriyle Gündeme Getiriyoruz
“KOCAV, kuruluşundan bu yana ülkemizin önemli fikir adamlarından biri olan Erol Güngör Hocayı fikirleri ve eserleriyle geleceğin münevverlerine çeşitli programlarla tanıtmaya devam ediyor. Hocanın her yıl vefat yıldönümünde Erol Güngör ve onun ele aldığı meselelerle ilgilenen bilim adamlarını, araştırmacıları kürsülerinde gençlerle buluşturuyor. Bu programlar genellikle İstanbul merkezli olduğu gibi zaman zaman da İstanbul dışında çeşitli kurumlarla iş birliği ile yapılıyor. Böylece sadece İstanbul özelinde değil bütün yurt sathında Erol Güngör fikirleriyle gündeme taşınıyor.
Programa hem üniversiteden hem sivil katılım oldukça güzeldi. Programda daha önce Erol Güngör hakkındaki konuşmalarını birkaç kez dinlediğim hocalarımı yeniden dinleme fırsatı buldum. Hocalarımı her dinlediğimde Erol Güngör hocanın farklı bir yönünü, dikkat çektiği farklı bir meseleyi öğreniyor kendi adıma bu konuşmalardan çok istifade ediyordum. Programın mutfağında günler öncesinden başlayan hazırlıklar, kıymetli Ali Ürey abimizin başkanlığında İbrahim Biz’in organizesinde KOCAV’lı gençlerin hummalı çalışmaları, her ayrıntının önceden düşünülmesi ve hayata geçirilmesi için verilen çaba, İstanbul’dan Düzce’ye yaptığımız kısa ama neşeli ve güzel yolculuklar hafızalarımızda her daim yaşatacağımız anlar olarak kişisel tarihimize yazıldı. Emeği geçen herkesten Allah razı olsun.”
Prof. Dr. Ümran AY (KOCAV Eğitimden Sorumlu Başkan Yardımcısı)
“Etkinliğin Kitaplaşması Çok Güzel Olur…”
“KOCAV’ın uzun yıllardır düzenli olarak gerçekleştirdiği Erol Güngör Anma toplantılarına öğrencilik yıllarımdan beri katılırım. Zaten Erol Güngör’ü de bu vesileyle tanıdım. İyi ki de tanımışım. Her toplantı benim için ayrı bir öneme sahiptir ancak KOCAV’ın şehir dışında düzenlediği anma toplantıları ayrı bir güzel oluyor. Erol Güngör’ün 25. vefat yılı nedeniyle organize edilen Kırşehir, Konya, Ankara ve İstanbul anma toplantıları efsaneydi. Aradan yıllar geçti, pandemi, deprem derken şehir dışı anma toplantıları pek yapılamadı. O nedenle bu seneki Düzce’de gerçekleştirilen anma toplantısı çok anlamlı oldu. Düzce’deki etkinlik gerçekten çok güzeldi. Öncelikle ev sahipliği için Düzce Belediyesine, Düzce Valiliğine ve destekleri için Düzce Üniversitesi’ne çok teşekkür etmek lazım. Kusursuz bir organizasyon ile dolu dolu bir salonda beş alanında uzman, Erol Güngör’ü özümsemiş akademisyenle olmak gerçekten bir ayrıcalıktı. Anma toplantısı uzun sürmesine rağmen salon boşalmadı. Yağmurlu havaya rağmen katılım gayet iyiydi. KOCAV ise her zamanki gibi gençleri ve tecrübesi ile farkını ortaya koydu. Konuşmalar ise alışılmış Erol Güngör anlatılarından çok farklı olarak Güngör’ü derinlemesine inceleyen sunumlardı. Kitaplaşmasını dört gözle bekleyeceğim.”
Doç. Dr. Mesut AYTEKİN (KOCAV Vakıf Meclis Üyesi)
Düzce’de Vakfımızla Bir Kez Daha Duydum
“Erol Güngör’ü KOCAV ile tanımıştım. Düzce’de gördüm ki yine KOCAV’da yetişmiş insanlar Erol Güngör’ü sadece Vakıf çatısı altında değil farklı çatılar altında da tanıtmaya gayret ediyorlar. Erol Güngör Kültür Merkezi’nde Erol Güngör’ü Düzce halkına, Üniversite öğrencilerine üst düzey protokol ve akademisyenlerle tanıtmak ve salonu doldurmak beni Vakfın bir öğrencisi olarak gururlandırdı. Programda düşünce insanının fikirlerini belki de daha önce onu bilmeyen insanlara gayet doyurucu bir şekilde açıkladı hocalarımız. Eminim katılımcılar için yeni fikirlere kapı açan bir program olmuştur.”
Bahadır Yücel (Gelişme 2)
Benim İçin Çok Özel Bir Programdı
“Erol Güngör Anma programına iştirak etmek benim için önemli bir deneyimdi. Erol Güngör’ün görüşlerinin KOCAV’ın eğitim ilkesi ile kesiştiğini bilerek katıldığım programda hakkında bilmediğim pek çok şey öğrendim. Prof. Dr. Mehmet Akif Okur hocamızın Erol Güngör’ün zihnindeki Türk-İslam kimliğini kavramama yardımcı olan konuşmalarını ilgiyle dinledim. Bununla birlikte bu programa imza atan Vakfımızın yanında eski mensuplarının oluşunu bilmek beni gururlandırdı. İstanbul dışında yapılan etkinliklerin İstanbul içerisinde yapılan etkinlikler kadar yankı uyandırması ise beni bir hayli şaşırttı. Kısacası mensubu olduğum bu Vakfın, kuruluş ilkelerini içerisinde barındıran bir şahsiyetin düşünce dünyasını bir nebze olsun öğrenebilmek benim için çok özeldi.”
İzzet HOŞGÖR (İhtisas 2)
Yol Gösterici BirEtkinlikti
“KOCAV’ın, Türk kültürünün önemli dava adamlarından Erol Güngör’ü vefatının 41.yılında anmış olması ve Türk kültürüne hizmet etmeye çalışan bizlere bu bakımdan yol göstermesi gerçekten takdire şayan. Bu sebeple öncelikle KOCAV’a şükranlarımı sunarım. Şüphesiz bu etkinlik adına bir diğer teşekkür de Düzce Valiliği, Düzce Belediyesi ve Üniversitesine olmalı. Sayın Valimiz Selçuk Bey ve Belediye Başkanımız Faruk Bey, bizleri orada harikulade ağırlamanın yanı sıra Erol Güngör’ün fikirlerini yaşatma adına da oldukça mühim bir çaba gösterdiler. Vefatının üzerinden yıllar geçse de asırlara hitap eden bir sosyolog olduğunu günümüz sosyolojisine yapmış olduğu göndermeler neticesinde de bir kez daha görmüş olduk. Etkinliğin farklı sosyal çevrelere ulaşmış olduğunu görmek gerçekten mutluluk vericiydi. İçeride salonu doldurmaya çalışan belli başlı kitleler değil, Erol Güngör’ü anlamaya çalışan birbirinden bağımsız bireyler vardı. Bu konferansın, programa katılan her dinleyicinin birikiminde mühim bir yer edindiğini gözlemlemiş olmaktan gurur duyar, bu etkinin tüm Türk gençliği üzerine nüfuz etmesini temenni ederim.” Yusuf Ekrem ÇELEBİ (İhtisas 2)
Hazırlayanlar:
Ayşe Cerit (Gelişme 2)
Elif Dilruba Arıkan (İhtisas 2)