Vakıf Meclisi Üyelerimizden Yaşar Erdinç Hocamız, 17 Ağustos 2021 tarihinde KOCAV TV Youtube kanalında canlı olarak gerçekleştirilen “Dostlarının Gözüyle Yaşar Erdinç” programında KOCAVlı dostları tarafından anıldı. Vakıf Meclisi ve Mütevelli Heyeti Üyelerimiz Üzeyir Doğan ve Doç. Dr. Ümran Ay Say’ın yöneticiliğinde gerçekleşen programda, Barış Esen, Cihangir Başeğmez, Erhan Aslanoğlu, Erol Gürcan, Fatih Hasdemir, İsmail Hamdi Gürcan, Mahfi Eğilmez, Metin Yılmaz, Murat G. Aktaş ve Av. Dr. Ali Ürey, Dr. Yaşar Erdinç’i anlattı. Merhum Hocamızın Eşi Hikmet Erdinç ve oğlu Burak Erdinç’in de iştirak ettiği programda,Vakıf Meclisi Üyemiz Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Hakkı Ertan Hocamız hatim duası yaptı.
“Yaşar Erdinç Benim İçin Bir Hoca Değil Üniversiteydi…”
Yaşar Hoca ile öğrencilik yıllarında tanışan Üzeyir Doğan sözlerine “Yaşar Hoca benim için sadece bir hoca değil; üniversiteydi.” diyerek başladı. 2003 yılında KOCAV Seminerleri‘nde Yaşar Erdinç Hocanın derslerine katılan Doğan, hocamızın gençlerin yolunu aydınlatan ve ufkunu genişleten dersleriyle KOCAVlı gençlere hem ahlâkî hem de meslekî açıdan rehberlik ettiğini söyledi. Hocamızın her zaman güler yüzlü, neşeli ve hayat dolu olduğundan bahsederek seminer derslerindeki anılarını katılımcılarla paylaştı.
“KOCAV’ı İktisat ve Ekonomi İle Tanıştırdı”
Vakıf Başkanı Dr. Ali Ürey merhum hocamız adına düzenlenen program ile ahde vefâ örneği sergileyen KOCAV ailesine, KAGEM İcra Kuruluna, teşekkürlerini ileterek söze başladı.“Kültür Ocağı Vakfı, yıllar boyunca kültür ve sanat alanında faaliyet gösteren bir kurumdu. Ancak Yaşar Erdinç Hoca, KOCAV’ı iktisat ve ekonomi ile tanıştırdı. KOCAV çatısı altında KAGEM’in açılmasına ve Ekonomi Okulu‘nun kurulmasına vesile oldu. Rabbim bizleri hep güzel günlerde bir araya getirsin ancak vefadan ve hasbilikten de uzak tutmasın.” diyerek temennilerde bulundu.
Vakıf yayınlarından Düşünce Dergisi’nin “Para” sayısında, 2016 yılında hocamızla yapılan röportajdan bahseden Üzeyir Doğan, Ömer Lütfi Mete Konferans Salonu‘nda Yaşar Erdinç Hocamızla gerçekleştirilen Düşünce Sohbetleri‘ndeki söyleşi videosunu konuklarla paylaştı.
Öğrenciyken Bile Öğretmenlik Yapardı
MEF Üniversitesi Genel Sekreteri Dr. Metin Yılmaz, hocamızla tanışıklığının 1980’li yıllara dayandığını veliseden beri dostluklarını sürdürmüş olduklarını belirterek söze başladı. Hocamızın lisedeyken derslere ve akademiye her zaman ilgili olup başarılı bir öğrenci olduğundan aynı zamanda güler yüzü ve samimiyetiyle sosyal ilişkilerinde de güzel arkadaşlıklara vesile olduğundan bahsetti. Üniversite son sınıfta öğrenciyken oldukça zorlandıkları derslerde Yaşar Hocamızın sınıf arkadaşlarıyla bir araya gelerek konuları basitleştirip izah ettiğini, herkesin zorlandığı ekonometri gibi öğrencilerin korkulu rüyası olan dersten sınıfça geçmelerine yardımcı olduğunu anlattı.Yılmaz son olarak böyle anlamlı bir program düzenlediği için KOCAV ailesine teşekkür etti.
Dostlarının En Zor Vedası
Programın bir diğer konuğu Hazine Müsteşarlığı Yabancı Sermaye Daire Başkanlığı yapmış ve hocamız ile İngiltere’de yüksek lisans döneminde bir arada olan Cihangir Başeğmez, Yaşar Hocamızla dostluğunun nasıl başladığından ve hocamızın çevresinde nasıl izler bıraktığından bahsetti. “Yaşar; şefkatli bir baba, çok seven bir eş, kaliteli bir hoca, vatanını milletini samimiyetle seven bir vatanseverdi.” diyerek sözlerine başladı. Başeğmez, Yaşar Hocayla 1988 yılında Birmingham’da tanıştıklarını, burada geçirdikleri üç ay boyunca pek çok güzel anılar biriktirdiklerini söyledi. “Yaşar’ın eli birçok şeye yatkındı, çok güzel yemek yapardı. Çok saygılı bir beyefendi olduğu gibi muzipliği ve hayatı yaşamayı seven tiyatral bir tarafı da vardı. İngiltere’deyken vaktinin birçoğunu eşi Hikmet’e yazdığı mektuplara ayırırdı; eşinden de Yaşar’a bolca mektup gelirdi. Onları kıskanır bunun esprisini yapardım.”
Takdir-i ilahi ile erken yaşta kaybettiğimiz değerli hocamıza duyduğu özlemi dile getiren Başeğmez, cenaze günü hocamızın mezarının başından ayrılamayan çocukların adeta hocamız ders anlatıyor veya onlarla sohbet ediyormuşcasına orada beklemeye devam ettiklerini unutamadığını söyledi.
Alanında Kılavuz Eserler Verdi
Hocamızın kıymetli dostlarından ekonomist ve eski Hazine Müsteşarı Dr. Mahfi Eğilmez, Yaşar Hocayla henüz tanışmamışken 1996 yılında onun “Borsada Teknik Analiz” kitabını okuyup bu eserden oldukça faydalandığını ve ilgisini çektiğini, o dönemde piyada borsayla ilgili bu denli kapsamlı ve eğitici bir kitabın bulunmadığını söyledi. Bu kitabı okuyarak teknik analizi öğrendiğini belirten Eğilmez, kitabın etkisiyle Yaşar Hocayı tanıma arzusundan ve daha sonra onunla iletişime geçip tanışma süreçlerinden ve dostluklarından bahsetti. Kendisinin yazmış olduğu “Ekonomide Analiz” isimli kitabı yazmasına Yaşar Hocanın vesile olduğundan bahseden Eğilmez, kitabın ortaya çıkış anısını dinleyicilerle paylaştı. Yaşar Erdinç Hocamızı özlem ve sevgiyle yâd eden Eğilmez, KOCAV ailesine ve konuklara teşekkürlerini ileterek sözlerini noktaladı.
Bir Ağacın Gölgesinde Sayısız Dost, Sayısız Öğrenci…
Kalkınma Bakanlığı Eski Müsteşar Yarcımcısı, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Genel Sekreteri Dr. Fatih Hasdemir, Yaşar Hocamızla yüksek lisans-doktora yıllarında tanıştığını ve otuz yılı aşkın süre boyunca dostluklarını devam ettirdiklerini belirterek söze başladı. Hocamızın başarılı akademik yönü dışında sosyal ilişkilerinde arkadaşları, eşi ve çocuklarına karşı ne kadar nazik, gönlü bol ve kerem sahibi olduğundan bahsetti. Ayrıca hocamızın öğrencileri ile samimi ilişkiler kurduğunu, dersleri sevilir ve anlaşılır hale getirdiğini hatta farklı bölümlerden öğrencilerin onun derslerine katılıp zevkle dinlediklerini belirtti. İngiltere’deki günleri ve İstanbul’da bir gün ansızın beraber televizyon programı yapmaları gibi çeşitli ilginç anıları konuklarla paylaşan Hasdemir, hocamızın ne kadar neşeli bir kişiliğe sahip olduğuna değindi. Hocamıza Allah’tan rahmet dileyen Hasdemir dualarla sözlerini noktaladı.
“Türkiye’de Sermaye Piyasalarına Damga Vuran İsimdir”
Gazeteci ve televizyoncu Dr. Barış Esen, Yaşar Erdinç Hocanın Akşam Gazetesi’ndeki yazılarını takip ederek onu tanıma fırsatı bulanlardan. Yaşar Hocayı ağabeyi aracılığıyla tanıdığını, kendisinin gazete ve dergilerdeki ekonomi ve borsa yazılarını merakla takip edip okuduklarını belirten Esen, borsaya karşı artan ilgisiyle Yaşar Hocanın konferanslarına katılmaya başladığını söyledi. Kendisinin de hasbelkader ekonomi televizyoncusu olduğunu belirten Esen, Yaşar Hocayla tanışma ve program yapma fırsatı elde ettiğinden bahsetti. Hocamızın teknik analiz kitaplarından oldukça faydalandığını söyleyen Esen, “Yaşar Hocamızın Türkiye’de sermaye piyasalarına damga vuran isimdir, finansal okur-yazarlığa büyük katkısı vardır.” dedi. Hocamızı saygı ve sevgiyle andığını belirterek sözlerini tamamladı.
“Ben Ona Yaşar Hoca Derdim Çünkü Hoca Sıfatını Evinde de Yansıtırdı”
Yaşar Hocanın aile üyelerinden kıymetli bacanağı İsmail Hamdi Gürcan Bey, sözlerine Marmara depreminin, Yaşar Hocanın ölümünün ve kendi doğum gününün aynı gün olduğunu söyleyerek başladı: “Nasıl Marmara depremi Türkiye’mizde derin acılar yaratmışsa, Yaşar Hocamın ölümü de benim üzerimde derin acılar bıraktı.Ben ona Yaşar hoca derdim çünkü hoca sıfatını evinde de yansıtırdı.Her ders başlangıcında ilk derste bütün öğrencilerinin isimlerini bellerdi.Küçük yatırımcılara faydalı olmak birinci prensibiydi. Tek tek insanların hayatına dokunurdu. Yazıları genel olarak halka yönelikti. Hastalığı meydana çıkmadan kısa bir süre önce Amerika’ya sunum için gidecekti. Çok iyi bir araştırması vardı. Fakat nasip olmadı. Eğer o nasip olsaydı eminim tüm dünyada da tanınacaktı. Zaten kendisi Türkiye’ye ekonomi Nobel ödülünü getirmek gibi çok yüksek bir çıta koymuştu. Çok erken kaybettik. Hastalık gelip çattı. Son derece metindi. İlk teşhis konulduğunda neler olacağını, akıbetini biliyordu. Ama metindi. Tevekkül içerisindeydi. Bunun nedeni imanının güçlü olmasındandı. Kuran meallerini tefsirleriyle birlikte defalarca okumuştu. İbadetlerini hiç aksatmazdı.” dedi ve rahmet dilekleri ile konuşmasını sonlandırdı.
“Sürekli Arayış İçerisindeydi ve Muhteşem Bir Heyecana Sahipti”
İş arkadaşlarından Murat Aktaş, Yaşar Hoca ile tanışıklıklarının çok eskiye dayandığını, sektörde başladığı ilk yıllardan itibaren tanıştıklarını söyledi. Yaşar Hoca ile işinden dolayı sık sık diyalog kurduklarını bazen saatler süren sohbetler gerçekleştirdiklerini anlattı. “Görüşmekten konuşmaktan keyif aldığım muhteşem bir insandı. Gözlerinin içi gülüyordu. Her şeyi konuşabilirdiniz. Çok açık, çok özgün bir insandı. Anlatılarak kelimelere sığdırılamayacak bir insan… En önemli özelliği sunumlarına, eğitimlerine katılan kimselere ‘ben bu konuyu nasıl daha iyi anlatabilirim, katılımcıların ilgisini nasıl maksimize edebilirim’ gibi dertlerinin olmasıydı. Yaşar zaten Türkiye’de finansal okur-yazarlık alanında sermaye piyasalarının gelişimine en fazla katkıda bulunan insanların başında geliyordu. Bunun bir bacağı akademik yayınlar ve kitaplarsa diğer bacağı eğitimdi. Sosyal ağları kullanarak yirmi iki dünya ülkesinden binlerce insana ulaştı ve inanılmaz beğeni topladı. Yaşar’ı bir sosyal platform üzerinden yaşatmaya devam edeceğiz. Unutulmaz bir iz bıraktı ve biz de unutulmaması için her türlü şeyi yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz. Değer yaratan, yüksek standartları olan, her dönem aranan bir insandı. Bu nedenle Yaşar yaşamalı.” diyerek sözlerini sonlandırdı.
“Konunun mizahi, gülümseten yönünü bulmakta çok başarılıydı.”
Piri Reis Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu sözlerine toplantıyı düzenleyenlere teşekkür ederek başladı ve devam etti: ”Sevgili Yaşar’ın aramızdan ayrılmasına inanmakta hâlâ zorlanıyorum. Kendisinin sorgulayıcı, konulara yüzeysel değil derinlemesine bakmayı seven, olaylara farklı boyutlardan yaklaşan bir kişiliği vardı. Bu sayede de çok akademik çalışma ve yayın yaptı. Kitapları sadece teknik boyutuyla değil psikoloji, sosyoloji, tarih gibi her boyutuyla; yazıldığı dönemde de gelecekte de özellikle gençlere çok yol gösterici olacak niteliktedir.. Takipçisi çoktu. Sosyal medyayı çok iyi kullanıyordu. İletişimi çok güçlüydü. Çok daha üretken, verimli olabilecek bir dönemde kaybettik onu. Yaşar ile birçok televizyon programı yaptık, sohbette bulunduk. Derin mevzuları konuşsak da hep konunun mizahi, gülümseten yönünü bulmakta çok başarılıydı. Hep sohbetlerin keyifli olduğunu ve pozitif bir havada geçtiğini hatırlıyorum.Ailesini, eşini, çocuklarını çok seviyordu. Her zaman onlara vakit ayırmak istiyordu. Kendilerine de buradan sabırlar diliyorum. Ruhu şad olsun, mekanı cennet olsun.”diyerek güzel dileklerle sözlerini bitirdi.
“Hayatımın Birçok Kavşağında Yol Göstericim Oldu”
Yaşar Hocanın hayatına dokunduğu yüzlerce, binlerce öğrenciden biri olan Erol Gürcan, hayatının birçok kavşağında Yaşar Hocanın kendisinin yol göstericisi olduğunu, mesleğine dair attığı adımların neredeyse tamamına Yaşar Hocanın vesile olduğunu anlattı. Yaşar Hoca sayesinde İktisat Fakültesi’ni tercih ettiğini daha sonra Yaşar Hocanın ona teklifi üzerine Hocanın ekibine dahil olduğunu ve ilk köşe yazısından tutun da ilk televizyon yayınına, ilk makalesinden, konferanslarda sunum yapmasına, yüksek lisansa kabul edilmesine kadar olan her tecrübede hep Yaşar Hocanın dokunuşlarının etkili olduğunu söyledi. Son karşılaşmalarının Hocanın, Erol Beyin nikah şahidi olması ile düğününde olduğunu belirtti. Yaşar Hocanın yöneticilikte de son derece başarılı, vicdan sahibi ve her şeyden önemlisi çok iyi bir insan olduğunu vurguladı. Ekibini her zaman koruyup kolladığını, her zaman kendinden önce çalışanlarını düşündüğünü ve gerektiğinde kendisini çalışanları için siper ettiğini anlattı. Hayatına dokunduğu insanlara ışık olmaya devam edeceğini ve hakkının ödenmez olduğunu söyleyerek sözlerini noktaladı.
“Kalpler Andığıyla Beraber Olurmuş”
Son sözler aile üyelerinden kıymetli eşi Hikmet Hanım ve oğlu Orhan Burak Beye bırakıldı. Hikmet Hanım çok duygusal dakikalar geçirdiklerini söyleyerek devam etti: ”Çok güzel bir anma töreni oluyor. İnanın ben uzun yıllar tanıdığımız bu dostlarımızla şu an Yaşar yine yanımdaymış gibi hissederek beraber oldum. Çok güzel anılarımızı tekrar araladık. Onun kalplerde yaşadığını görüyorum. Bu bizim için inanılmaz bir teselli. Bu akşam sadece rahmetli eşimi değil bizleri de yâd ettiniz. Bunun için sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Uzun yıllardır kuvvetli bir gönül bağıyla bağlı olduğumuz KOCAV’a ve yöneticilerine, sevgili Ali Ürey Beye, üyelerine ve bu programın düzenlenmesinde emeği geçen bütün kadrolarına ve muhteşem paylaşımlarıyla bizleri onurlandıran güzel anılarımızı tazeleyen çok değerli katılımcılarımıza sonsuz teşekkür ediyorum. Uzun zamandır kendime fısıldadığım bir teselli cümlesini burada da dile getirmek istiyorum: Kalpler andığıyla beraber olurmuş. Umut ediyorum ki bu güzel gece sevgili eşimi ve onu sevenlerini bir araya getirmiştir. Ben de sizin aracılığınızla sevgili eşimi rahmetle büyük bir hasretle ve şükranla anıyorum. Ruhu şad olsun.” diyerek sözü oğlu Orhan Burak’a bıraktı.
Yaşar Hocamızın oğlu sözlerine teşekkür ederek başladı. Babasını genç yaşta kaybettiği halde dolu dolu bir hayat yaşadıkları için çok uzun yıllara bedel bir yaşam sürdüklerini söyledi. Babasının güzel yönlerini düşünürken ön plana çıkan özelliğinin teslimiyetçiliği olduğunu vurguladı. Aslında hayatın ne kadar geçici olduğunun ve hayattaki asıl değerlerin neler olduğunun farkına varabilmiş biri olduğunu vurguladı. Oğulları olarak babalarının hayat öğretileri ile büyüdükleri için çok şanslı olduklarını belirtti. Çok yardım sever birisi olduğunu anlattığı şu anısı ile örneklendirdi: ”Benim lise mezuniyetim sırasında bir lise eğlencesi olmuştu. Onun için de bir miktar -o zamana göre fazla kaçacak bir miktar- para vermişti. ‘Orada eğlendiğinden daha da mutlu olmak ister misin?’ dedi. Şimdi o an için en güzel mutlu olacak şey mezuniyet eğlencesine katılmak gibi görünüyordu bana. Ama babam ‘Al bu paranın yarısını ihtiyaç sahibi birisine ver. Bak o nasıl mutlu oluyor. Sen nasıl mutlu oluyorsun. Göreceksin ki orada geçirdiğin zamandan çok daha mutlu olacaksın’dedi. Sözlerini böyle anılan bir babanın oğlu olmanın, bu kadar öğretici bir insanın çocuğu olarak yetişmenin ne kadar güzel bir şey olduğunu söyleyerek sonlandırdı.
Dualarla Anıldı
Ekonomi dünyasının sayılı isimlerinden olan her daim halkının hizmetinde bulunan, ülkesine ve milletine maddi manevi katkı sunan, daima güler yüzü ile hatırlanan Dr. Yaşar Erdinç’in özlemle ve rahmetle anıldığı program, konukların konuşmalarının ardından hatim duasıyla devam etti. Hatim duasını Vakıf Meclisi ve Mütevelli Heyeti Üyesi, Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Hakkı Ertan yaptı. Duanın ardından söz alan program yöneticileri Doç. Dr. Ümran Ay Say ve Üzeyir Doğan’ın izleyicilere ve konuşmacılara teşekkürü ve kapanış konuşmasının ardından sohbet sona erdi. Yaşar Erdinç’in ruhu şâd, mekânı cennet olsun…
Yaşar Erdinç Kimdir?
Yaşar Erdinç, 1965 yılında Kayseri’de doğmuştur. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü’nden mezun olan Erdinç, devlet bursuyla gittiği İngiltere’de yüksek lisans ve doktorasını tamamladıktan sonra yurda dönerek akademik faaliyetlerine devam etmiştir.
KOCAV Seminerleri’nde ve farklı üniversitelerde ekonomi dersleri veren Dr. Erdinç, pek çok gencin ekonomi alanında yetişmesine yardımcı olmuştur. Sermaye piyasaları literatürüne büyük katkıları olan Dr. Erdinç, borsa ve finans üzerine birçok kitap ve makale kaleme almıştır. Dr. Erdinç, “Borsada Teknik Analiz El Kitabı”, “Borsada Analiz”, “Yatırımcı ve Teknik Analiz Sorgulanıyor” ve “Para Harekâtı-Krizlerin Belgesel Romanı” gibi kitapları kaleme almıştır.
Dr. Erdinç, yöneticilik, danışmanlık kariyerinden gazetelerde ve ekonomi dergilerinde yayınlanan köşe yazılarına kadar her zaman teori ile pratiği birleştiren aydın bir kişilik olmuştur. 17 Ağustos 2019’da bir süredir yaşadığı sağlık sorunları sebebiyle vefat etmiştir.
Hazırlayan:
Afra YÖRÜKOĞLU (Gelişme 2)
H. Aybala Tüzün (İhitsas 1 )