KOCAV Hacı Arif Bey Konağı’nda düzenlenen Divan Sohbetleri’nin post sahipleri Doç. Dr. Ümran Ay ve Doç. Dr. Murat Elmalı idi. Konukları ise İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Ahmet Isparta oldu.
Dr. Ahmet Isparta, müziğe ilgisinin Klasik Türk Mûsikisi bestekarı Nezih Uzel ile tanışmasından sonra başladığını söyledi. Uzel’le ilk karşılaşmasına ve hayatındaki önemine değindi. Nezih Uzel’in çok yönlü kişiliğini dile getirdi. Eskiyi bilen, yeniye de açık olan farklı yönlere sahip bir insan olduğundan bahsetti.
Klasik Türk Müziğinde Mevlevi kültürüne ait olan Ferahfeza makamının 18. asırda, Dede Efendi zamanında yaygınlık kazandığını, coşkulu, tesirli ve hafif olması ile de diğer makamlara göre farklı özelliklere sahip olduğunu söyledi. Ferahfeza makamının hikayesini de şöyle anlattı: Yenikapı Mevlevihanesi’ne intisap eden Dede Efendi, saraya davet ediliyor ve özel izinle çileden çıkıyor. Çileden erken çıkmasına rağmen yine de “dede” ismini alıyor. Ferahfeza makamı ile yaptığı beste de padişahın isteğiyle biraz sipariş gibi yapılıyor. Bu yüzden Dede Efendi’nin içine sinmese de ortaya çok tesirli, İstanbul’u anlatan bir eser çıkıyor.
Türk müziğinin insanı incelttiğini, hassaslaştırdığını, biçim ve disiplin kazandırdığını söyleyerek; müziği dinlerken veya icra ederken insanın müzik ile hemhal oluşuna, insicama ve hayatta farkındalık yarattığına değindi.
Sohbetin ilerleyen kısmında Dr. Isparta, Nezih Uzel ile Tamburi Refik Fersan’ın münasebetinden bahsetti: Refik Fersan, Türk Sanat Mûsikisi dünyasına Tamburi Cemil Bey’in açtığı kapıdan girer. Az yer, az içer, az uyur, az görünür; ama çok düşünür, çok hissederdi. Hocamız, Refik Fersan’ın kendine özgü kişiliği ile etkileyici ve değerli olduğunu dile getirdi. Sohbetinde Sadettin Heper, Tamburi Cemil Bey, Neyzen Kutsi Erguner, Sadullah Ağa, Aziz Dede, Neyzen Emin Efendi, Münir Nurettin Selçuk, Alaeddin Yavaşça, Ahmet Şahin, Bekir Sıdkı Sezgin gibi Klasik Türk Mûsikisi’nin önemli bestekarlarına yer veren Dr. Isparta, kendi müzik serüvenini de şöyle anlattı: Nezih Uzel Hoca’nın yanında sık sık bulununca müzikle uğraşması gerektiğini düşünmüş ve bir arayışa girmiş. Koca Mustafa Paşa’da Hattat Hüseyin Kutlu’nun kursundan bendir dersleri almış.
“Müzik size biçim veriyor, hamur gibi yoğuruyor.” diyen Dr. Ahmet Isparta, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Huzur romanında işlenen tasavvuf ve musiki konularına da değindi. Katılımcıların Türk müziğine olan ilgi ve görüşlerini belirtmesiyle devam eden sohbet, soruların cevaplanmasıyla son buldu.
Hazırlayan
Ayşe KIRAN (Giriş 2)