KOCAV Divan Sohbetleri’nin ilk Konuğu Sabahattin Zaim Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turan Koç oldu.
Turan hocamız sohbete gençlik yıllarında yaptığı okumaları, tanıştığı insanları, katıldığı sohbetleri anlatarak başladı. Ortaokulda yaptığı okumalardan sonra Bertrand Russel okumaya başlayarak varoluşçuluk üzerine yoğunlaştığını anlattı. Bu dönemde okuduğu “Böyle Buyurdu Zerdüşt”’ hocamızı çok etkilemiş. Bu okumalarının yanında hayatında büyük yeri olan Nuri Pakdil, Necip Fazıl Kısakürek, Erol Güngör, Sezai Karakoç ile tanışmış ve kitaplarını okuyarak kendini geliştirmiş. Tanıştığı insanlar, yaptığı okumalar ve katıldığı sohbetlerin kendini geliştirmesinde en büyük etken olduğunu vurgulayarak katılımcılara “Ben-i Muhabbet” topluluklarında bulunmamızı nasihat etti.
Sohbetin devamında şiir ve dil üzerine yoğunlaşan hocamız dilimizde yabancı kelimelerin az bulunduğunu, dilimizin nice nimetleri içinde bulunduran bir hazine olduğunu ve bu hazinenin farkına varmamız gerektiğini hatırlattı. Cahit Zarifoğlu şiirlerinin bu zengin dili çok güzel yansıttığını söyleyen hocamız sohbetine İslam-Estetik-Müslümanlık üçgeninde devam etti. İslam hakkında değindiği noktalar Müslüman bir bireyi derin düşüncelere gark edecek nitelikteydi. “Müslümanlar her gittiği yerde devlet oluşturdu; Afrika, İran, Endülüs, Türkistan, Hindistan, Çin, Anadolu… Böyle bir güç, kuvvet, özgüven. Fakat 19. yüzyıla kadar herhangi bir kurumun, eserin, isimlendirmenin İslam tabirini ihtiva ettiği görülmemiştir.” Bu durum hali hazırda yaşanılan hayatların tamamen İslam ekseninde dönmesi hasebiyle İslam’ı ayrıca belirtmek zorunda hissetmemek ile alakalı bir durumdu. 19. yüzyıldan itibaren ise İslam ile arası açılan Müslümanlığın, Allah’a değil İslam’a tapmalarının sonucu olarak her isimlendirmede, eserde ve yahut kurumda İslam sözcüğünü ekleme eğilimi ortaya çıktı. Bu konu ile beraber hocamız “İslam Estetiği” kitabından ve içeriğinden bahsetti. Turan Hocamız “İslam Estetiği” adlı kitabın içerik olarak Beşir Ayvazoğlu’nun “Aşk Estetiği” adlı kitabına benzese de dil ve anlatım unsurları açısından birbirinden ayrıldığını belirtti. Hocamız sohbetimizin sonlarına doğru ilim ve irfan kelimelerinin manalarını açıkladı. İlim kelimesinin manasının bilmek, irfan kelimesinin ise tanımak anlamında kullanıldığını anlattı.
KOCAV, her anı dolu dolu geçen ilk divan sohbeti ile yeni eğitim dönemine şöminenin de etkisiyle sıcak bir giriş yaptı. Muhabbet aralarında Gelişme-1 öğrencilerinden Alper Açıkgöz sazıyla-sözüyle gönüllerimizi dinlendirdi