KOCAV 2022 Güz Dönemi’nin sonunda düzenlenen28. KOCAV Öğrenci Sempozyumu’nda Türkiye Cumhuriyeti’nin önemli fikir adamlarından Yusuf Akçura işlendi. KOCAV Yusuf Akçura Öğrenci Sempozyumu, 3 Aralık 2022 günü saat 13.00’de yapılan açılışın ardından üç ayrı salonda eş zamanlı olarak yapıldı. KOCAVlıöğrencilerin katılımıyla, altı ayrı oturumda gerçekleştirilen sempozyumda 21 tebliğ sunuldu. Sempozyumun koordinatörlüğünü KOCAV Eğitimden Sorumlu Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Ümran Ay Say ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi Erdem Umudum üstlendi. Açılış ve değerlendirme tebliğini ise Milli Savunma Üniversitesi Tarih Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Emre Özsoy gerçekleştirdi.
Türk Devleti Kıyamete Kadar Payidar Kalacaktır
Sempozyum, Erdem Umudum’un açılış konuşmasıyla başladı ve Dr. Öğretim ÜyesiEmre Özsoy’un açılış tebliği ile devam etti. Yusuf Akçura’nın Cumhuriyet döneminin en önemli fikir adamlarından biri olması ve Cumhuriyet’in kuruluşunda ve sonrasında üstlendiği rol dolayısıyla, Erdem Umudum açılış konuşmasında sözlerine başlarken bu sempozyumun önemini Cumhuriyet’in 100. yılını vurgulayarak hatırlattı:“Her kişi kendi meşrebince kendi nev’ince anar, hatırlar. Vakıf tüzel kişiliği olarak biz de sempozyumla Yusuf Akçura Bey’i anacağız. Bu sene Cumhuriyetimizin 100. yılına giriyoruz. Yusuf Akçura Bey’in tercih edilme sebebi bu noktada önem kazanıyor.” Daha sonra ise Türk devletinin ebediyetinden bahsederek sözlerine devam etti: “Cumhuriyetin bir rejim değişikliği olduğu Türk devletinin izini sürebildiğimiz kadarıyla Türkistan’la kurulduğunu kesintisiz bir biçimde hanedan değişiklikleri ve rejim değişikliğiyle bugüne kadar geldiğinin idrakinde olduğumuzu burada belirtmekte fayda görüyorum. Türk devletinin hanedanı değişir. Selçukoğulları gider, Osmanoğulları gelir, Harezmîler gider, Altınordu’dan gelir. Saltanat kalkar, cumhuriyet gelir ama Türk devleti kıyamete kadar payidar kalacaktır. Mücadelemiz gayretimiz, cengimiz buna yöneliktir.”Son olarak duygusal değerlendirmelerden uzak, objektif bir biçimde Yusuf Akçura’yı değerlendirip bugün için kendisinden istifade edebileceğimiz niteliklerin tartışılması gerektiğini belirterek konuşmasını burada sonlandırdı.
Yusuf Akçura’nın Çok Yönlülüğü
Dr. Öğretim ÜyesiEmre Özsoy açılış tebliğinde Yusuf Akçura’nın yalnızca bir mütefekkir değil, aynı zamanda tarihçi, bürokrat ve aydın olmasından söz ederek çok yönlülüğüne vurgu yaptı. İçine doğduğu zamandan ve mekândan bahsederek sahip olduğu çok yönlülüğün nasıl oluştuğunu ifade etti. Daha sonra ise genel olarak yaşamından, doğduğu ortamdan, düşüncelerinin nasıl şekillendiğinden, kimlerle temasta bulunduğundan ve kimlerin fikirlerinden etkilendiğinden kısaca bahsetti. Akçura’nın düşünce dünyasında oldukça etkileri bulunan;ŞehabeddinMercani, DamollaÂlimcan el-Barudî, Cemaleddin Efgani, İsmail Gaspıralı, Necip Asım, Bursalı Mehmet Tahir ve Velet Çelebi Efendi’nin özellikle üzerinde durdu. Çeşitli toplumsal olaylar ve anıların sonrasında tebliğlere geçmeden evvel sözlerini şu şekilde noktaladı:“Yusuf Akçura dediğimiz gibi çok önemli bir aydın ve aynı zamanda iyi bir eğitimciydi. Rusya’yı, Fransa’yı ve Osmanlı’yı çok iyi biliyordu ve bu anlamda karşılaştırmalar yapabiliyordu.”
Sempozyum Tebliğleri
Sempozyumun ilk oturumu “Yusuf Akçura’nın Biyografisi” başlığıyla yapıldı ve bu oturumda “Akçura’nın Yetiştiği Muhit”, “Akçura’nın Eğitimi”, “Rusya’daki Siyasi ve İçtimai Faaliyetleri” ve “Millî Mücadele Döneminde Akçura” konuları sunuldu. Daha sonra sempozyum “Türkçülük” başlığına sahip ikinci oturumla devam etti ve bu oturumda “Türkçülüğün Tarihi Gelişimi” ve “Türk Milliyetçiliğinin İktisadi Kökenlerine Dair” konularının sunumu yapıldı. “Ziya Gökalp, İsmail Gaspıralı ve Yusuf Akçura” adlı üçüncü oturumda “Akçura’da ve Gökalp’te Türkçülük/Türkleşmek”, “Akçura’da ve Gökalp’te/İslamlaşmak” ve “İsmail Gaspıralı ve Yusuf Akçura” konuları işlendi. Dördüncü oturum olan “Tarihçilik” kısmında “Akçura’nın Türk Tarih Tezi”, “Türk Tarih Kurumu ve Akçura”, “Yusuf Akçura’nın Hatıralarım Adlı Eserine Göre Tarih Yazımı” ve “Şark Meselesi” başlıkları tartışıldı. Beşinci oturum “Yusuf Akçura’nın Cumhuriyet’in Doğuş Sürecindeki Rolü” üzerine yapıldı ve “Modern Devletlerin Kuruluş Döneminde Aydınların Rolüne İlişkin Akçura Üzerinden Bir Perspektif”, “Cumhuriyet’in Kuruluşundaki Türk Tarihinin Yeniden Yazım Süreci ve Akçura”, “Kemalizm ve Akçura” başlıkları incelendi. Sempozyumun altıncı ve son oturumu “Yusuf Akçura’nın Din Anlayışı ve Cemiyetçiliği” bağlamında yapıldı. Bu oturumda “Akçura’nın Din Anlayışı”, “Cedidciler Hareketi ve Akçura”, “Türk Derneği, Türk Ocağı ve Türk Yurdu” ve “Niyazi Berkes’inAkçurası” şeklinde başlıklar üzerinden sunumlar yapıldı.
“Yusuf Akçura’nın Artık Unutulan Adam Olmadığını Rahatlıkla Söyleyebilirim”
Yapılan sunumlardan sonra kapanış oturumunu Dr. Öğr. Üyesi Emre Özsoy gerçekleştirdi. Öncelikle sempozyumda görev alan öğrencilerin tebliğleri ile ilgili kısa değerlendirmelerde bulunan Emre Özsoy, ardından sözlerine şu şekilde devam etti: “Niyazi Berkes 1976 yılındaki o unutulan adam başlıklı makalesinde: ‘Ziya Gökalp’in doğumunun 100.yılının kutlandığı, gazetelerde yazıldığı, televizyonlarda programlarının yapıldığı bir dönemde Yusuf Akçura’nın neden unutulduğunu bir türlü anlayamıyorum’ diyordu. Niyazi Berkes merak etmesin Yusuf Akçura’nın artık unutulan adam olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Çünkü artık eserlerinin çoğunluğu ortaya çıkartıldı, neşredildi farklı yayınevleri tarafından. Bu anlamda artık Yusuf Akçura’yı biz hemen hemen bütün yönleriyle tanıyoruz.”Bu değerlendirmelerin ardından yapılan sunumların verimliliğinden bahsetti ve konuşmasını: “Burada göstermiş olduğunuz cesaret gerçekten takdire şayan.O yüzden hepinizin ayrı ayrı kıymetli ve çok güzel katkılar yaptığınıza inanıyorum. Her birinize teşekkür ediyorum, sağ olun.” diyerek sonlandırdı.
Kapanış konuşmasının sonrasında KOCAV Vakıf Meclisi üyelerinden,ebru sanatçısı Mustafa Hakkı Ertan’ın nadide bir ebru eseri Emre Özsoy’a hediye edildi. Günün sonunda yapılan törenle sempozyumda sunum yapan öğrencilere sertifikaları verildi.
Elif Dilruba ARIKAN (İhtisas 2)