Divan Sohbetlerinin 10 Ocak tarihindekipost sahibiTekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Hakkı Ertan, konuğu ise Bünyamin Aksungur idi.
Dr. Ertan, “Bünyamin Aksungur TRT Sanatçısıdır. Bünyamin Aksungur bütün Türk coğrafyalarının tamamının müziği ile ilgilidir. Bizim burada hissettiğimizi5 bin-10 bin kilometre ötede hissedilenlerle birleştiren, bunları bize duyuran namütenahi bir şahsiyet” sözleri ile sohbete giriş yaptı.
Aynaya Bakmamız Gereken Bir Olgu
Ardından sanatın herkesin yapamadığı iş manasına gelen bir olgu olduğunuifade eden Dr. Ertan sözlerini, “bizim tahayyülümüzde en büyük sanatkâr Cenab-ı Hak’tır. Sanatçılar da O’nun bir temsilcisi olarak üstlerine düşeni yaparlar. Müziğe gelecek olursak bizim müziğimiz gayet zengindir. Batı’nın bütün müzik kültürü aslında 2 makamın türevlerini 18 makama çıkarması üzerine kurulmuştur. Bizim müziğimizde ise sadece şuan hayatiyeti olan 2300 civarı makamdan haberdarız ve bunlar halen icra edilen makamlardır. Böyle büyük bir okyanusun içerisinde bizim insanımızın eğitimsizlik ya da başka sebeplerle kendi müziğini dinlemek yerine Batı müziği dinlemesini bizim aynaya bakmamız gereken bir olgu olarak görüyorum. Ben bunu ‘Batı müziği dinlemeyin’ anlamında söylemiyorum. Büyük bir hazinenin üzerinde oturuyoruz. Bunun farkına varmamız gerekiyor diye söyledim” şeklinde sürdürdü.
Ozan Sözü Kutsaldır
Dr. Aksungur sohbeti şehit sanatçılara adamak istediğini belirtirken saydığı birçok şehit olmuş sanatçının isminin ardından Sultan Abdülaziz örneğini verdi: “Bir Kerkük türküsünde Sultan’ın Mithat Paşa ve arkadaşları tarafından öldürüldüğünü anlatıyor. Biliyorsunuz türküler hiç yalan söylemez. Bunun için tarihimizde ozan sözü kutsaldır. Çünkü ozanlar gözünü budaktan sözünü dudaktan esirgemez”
Sembollerle Anlatılan Duygular
Sohbete Azerbaycan’ın yetiştirdiği büyük şair Ahmet Cevat Ahunzade’nin Çırpınırdı Karadeniz eserinin hikâyesini anlatarak devam eden Dr. Aksungur, daha sonra Laleler adıyla bildiğimiz bir başka Azerbaycan eserinin hikâyesini dinleyicilere şöyle aktardı: “Azerbaycan’ı Ruslara karşı müdafaa etmek için yola çıkan Kafkas İslam Ordusu askerlerinin başında bulunan kalpakların üzerine kırmızı bir hilal var. İşte o hilal Azerbaycan’da lale imajını çağrıştırıyor. Onlar Türk Ordusunu laleler diye tarif ediyorlar. Gence’de Kafkas İslam Ordusu görününce Aslan Aslanoğlu bu eseri yazıyor.”
Divan Sohbeti gönül coğrafyamızın çeşitli noktalarından yükselen nağmelerle renklendikten sonra çekilen hatıra fotoğrafları ile son buldu.
Ömer BOLAT
(İhtisas 2)