KOCAV’ın Ruhu
Belki de insanın kendini bulduğu en saf hâl. Karşılık beklemeden üretmek, bir kalbe dokunmak, bir iz bırakmak… KOCAV’ın yıllardır büyüyen hikâyesi de tam olarak bu ruhun üzerine kurulu. Her birimiz, farklı yerlerden gelip aynı niyetle buluşuyoruz: faydalı olmak. Bazen bir etkinlikte, bazen bir yazının satır aralarında, bazen sadece bir tebessümde… Ve fark ediyoruz ki; gönülden yapılan her iş, kendi yolunu buluyor.
Bu sayımızda, gönüllülüğün anlamına, insana kattıklarına ve birlikte üretmenin gücüne dair izler bulacaksınız. Umuyoruz ki her satır, sizde de bir yerlerde o tanıdık duyguyu uyandırsın. Gönülden gelen her şeyin kalbe dokunduğu nice sayılara….
Zeynep Öztürk
Kültür Ocağı Vakfı’nın misyon ve vizyonunun temelini oluşturan genç kalemlere alan açma düsturu vakıf çatısı altında her seferinde beni içtenlikle etkilemekte. Bu düsturun bir parçası olan bülten dergisinin bir yazarı olarak bu sayıda derginin editörlüğünü yapma şansına sahip olabildim. Bu deneyim gerek dergi içerik oluşumu gerek süreç hakkında bilgilenmemi sağlarken hem dergicilik hem de şahsi hayatım için kıymetli bilgiler öğrenmeme vesile oldu. Bu sebeple böyle bir deneyim yaşamama vesile olan sayın Bülten Dergisi Yönetim Kurul’una teşekkürlerimi bir borç bilirim.
Yalnızca sözcük tamlamalarından ziyade Kültür Ocağı’nın ruhunu yansıtan bülten sayıları, bu sayıda da sizlere bizi anlatmakta. Geleneksel KOCAV pikniğini, gezilerimizi, ödüllerimizi, sanatı ve pek tabi bilimi göreceğiniz her biri birbirinden kıymetli olan bu yazılar; genç, dinç ve heyecanlı yazarların ellerinden çıkmaktadır. Her satırında genç kalemlerin yüreklerini hissedeceğiniz dopdolu bir sayı daha siz kıymetli okurların huzuruna sunulmaktadır. Keyifli okunmalar dilerim.
Betül Sancaktar
Uzun bir yolculuğun sonuna gelmiş bulunmaktayım. Siz değerli okurlarımızla artık editör yazılarında buluşamayacağım. Yaklaşık beş senedir dergimizde elimden geleni yapmaya çalıştım. Bu süreçte bir okul eğitimi almış oldum. Bu süreç ne kadar üzerse üzsün bildiğimiz bir husus var o da bir kere ilim kapısından girince çıkış olmadığıdır. Bu vakitte üzerimde emeği bulunan büyüklerime, ekip arkadaşlarıma ve siz değerli okurlarımıza teşekkür ederim. İyi ki KOCAV var. Saygılarımla, hoş çakalın.
Mustafa Haluk Gültekin
