12 Kasım 2025

KUANTUM BİLGİSAYARLAR VE KUANTUM SOSYAL BİLİMLER

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şevki Işıklı’nın konuk olduğu “Kuantum Bilgisayar ve Kuantum Sosyal Bilimler” konferansında yönlendiriciliği Vakıf Meclis Üyemiz Dr. Semra Sucu yaptı. Dr. Sucu, Medeniyet ve Teknolojik Gelişmeler üst başlığıyla düzenlenen programlar sayesinde teknoloji ve medeniyet ilişkisini tüm yönleriyle ve tüm disiplinlerin bakış açısıyla ele almanın hedeflendiğini dile getirerek konuşmasına başladı. Ardından Prof. Dr. Şevki Işıklı’yı takdim ederek sözü ona bıraktı.

Teknolojik Gelişmeler Teknolojik Kirlilik Aşamasına Evrilecek

Prof. Dr. Işıklı, medeniyetin,  özellikle 1692-1700’de Isaac Newton’ın ‘Doğal Felsefenin Matematiksel İlkeleri’ adlı kitabını yazdıktan sonra 1769’daki ilk buhar makinesinin icadıyla teknolojik bir medeniyet olmaya başladığını ifade etti. Tarım toplumu, şehirler, göçebe yaşamlar gibi kavramların geride kaldığını, yaşamımızın her alanını teknoloji ile ve teknoloji içinde geçirdiğimizi ve bundan sonra olacak her şeyin tekniğin ve teknolojinin egemenliği altında geçtiğini geçmeye de devam edeceğini söyledi. Bu teknolojik gelişmelerin nihayetinde bir teknolojik kirlilik aşamasına evrileceğinden bahsetti.

Her Şey Birbiriyle Bağlantılı Olacak

Prof. Dr. Işıklı, teknoloji içinde olmak kavramını şu cümlelerle açıkladı: “Her şey birleştirilecek ve birbiriyle bağlantılı olacak. Toplum 5.0’dan sonra bir sonraki aşamada, 6.0’da, etten kemikten bedenlerimiz birleştirilerek bir tür bilgisayar simülasyonunun içindeymiş gibi, yaşadığımız şehirlerde var olacak. Yaprağın düşüşü, hamile kalırken çocuğun cinsiyeti, tasarım bebek merkezleri ve bugün rastlantıya tabii olan, kadere havale ettiğimiz her şey aslında birer ince hesap, ölçü meselesidir. Bizim bugüne kadarki geri kalmışlığımızın sebebi yeterince verileştirememekten ve yeterince büyük veri işleme kapasitesinden yoksun olmamızdan kaynaklanmaktadır.”

Yani gelecek daha fazla teknoloji getirecek. Bugün burada sizi bir araya getiren değerleri, yeni biçime dönüştürerek varlığını korumak istiyorsanız yeniden üretmeniz gerekecek. Böylece zihinlerimizin, kuantum bilgisayarlı çiplerle desteklenmiş birbirlerine bağlantılı nöronlar gibi düşünen kocaman dev gibi beyine dönüştüğüne tanık olacağız.” diyerek insanların, galaksinin düşünen beyni olabileceğini dile getirdi.

Üç Temel Prensip: Dolanıklık, Süper Pozisyon, Kesinsizlik

Konuşmasının devamında kuantum fiziğine değinen Prof. Dr. Işıklı, kuantum fiziğinin alışageldiğimiz fizik bakış açısından farklı olduğundan bahsetti ve Dolanıklık, Süper Pozisyon ve Kesinsizlik olmak üzere üç temel prensibe değinerek bunların ne olduğunu açıkladı.

“Dolanıklık, birbirlerinden uzak parçacıkları eş zamanlı olarak harekete geçirmemizi sağlayabilir. Kuantumda bunu kullanabiliriz. İnsanlar 1980’e kadar kuantum mekaniğinin bir hesaplama aracı olarak kullanılabileceğini düşünmediler.” diyerek dolanıklık prensibinin kuantum içindeki yerini dile getirdi.  

Süper pozisyon ilkesine göre cisim üzerindeki elektron aynı anda farklı yerlerde bulunabilir. Prof. Dr. Işıklı, bu ilkenin daha iyi anlaşılabilmesi için Schördinger’in kedisi deneyine değindi ve ardından kesinsizlik ilkesini aktardı. Kesinsizlik ilkesi, bir cismin belirli bir andaki konumu ile momentumunun (Kütlesiyle hızının çarpımının) aynı anda ve kesin değerlerle kuramsal olarak bile ölçülemeyeceğini öne süren ilkedir. Bu ilke, kuantum mekaniğini klasik fizikten ayıran temel özelliklerin başında gelmektedir. “Siz doğayı ölçmek istediğiniz zaman yani genişliğini, yüksekliğini, hacmini ölçerken bunun üstünde bir etkide bulunmayız. Ama kuantum parçaları o kadar miniciktir ki onun üzerinde yapılan küçük bir ölçüm onu tedirgin edip etkiliyor. Bu nedenle de çok temel bir varsayımımız eleştiriye açık hale geliyor. O da şudur: Gözlemden bağımsız dışsal nesnel gerçeklik. Yani nesne ile nesne üzerinde deney yapan kişi arasında bir etkileşim oluşuyor.”

Dijital Kıyamet

Bu ilkelere ilişkin verdiği bilgilerin akabinde kuantum şifrelemesinden, kuantumda paralel hesaplamadan ve kuantum kapılarından bahsetti. “Paralel hesaplama tüm klasik şifrelerin kırılmasını sağlayacak. Bu hal dünyada büyük bir kaygı yaratmıştır. Donald Trump, çıkardığı bir kararname ile 2035 yılına kadar bütün federal bürolardan kuantum bilgisayar yapılınca güvenlik altına alınacak gizli verilerin etiketlenmesini istemiştir. Çünkü kuantum bilgisayar yapılınca hiçbir ulusal istihbarat, şifre, güvenlik kalmayacak. Bu durum dijital kıyamete neden olacak. Microsoft, Amazon, Google gibi büyük teknodev şirketleri tüm dijital altyapıyı ellerinde bulundurdukları için devletlere boyun eğdirecek bir güce sahiptirler. İleride teknodevler ile ulus devletler arasında dijital egemenlik savaşı gündeme gelecektir. BM bunun önüne geçmek için zorlayıcı tedbirler almaya çalışmaktadır.”

Kuantum bilgisayarlar, dolanıklık, süper pozisyon ve gözlemci etkisine dayanmaktadır. Kuantum bilgisayarla kübit ile çalışacak ve daha fazla veri taşıyacak. Dolayısıyla da kuantumda veri depolama gibi bir sorun olmayacak. Kuantum bellekler sonsuza yakın miktarda veriyi saklama imkânı sunacak. Kuantum mekaniği parapsikolojik olayları, bilgisayar ortamında modellemeye imkan verecek. Sosyal bilimlerde yeni bir paradigma yaratacaktır.

Prof. Dr. Şevki Işıklı, kuantum ve kuantum bilgisayarlara ilişkin verdiği bilgilerin ardından dinleyicilerden gelen soruları cevaplandırdı. Prof. Dr. Işıklı’ya ebru hediyesinin takdimiyle konferans sona erdi. 

Hazırlayan: Efsanur Tekin (İhtisas 2)