24 Nisan 2024

Hilalin Gölgesinde Kalemin İzinde Akademisyenlik

KOCAV, bünyesindeki öğrencileri akademik, kültürel, sosyal alanda geliştirmeyi misyon edinmekle beraber bu doğrultuda öğrencilerin kişisel ve ileriye dönük projeksiyonlarını geliştirmek amacıyla her yıl itinayla düzenlemiş olduğu KOCAV KAGEM öncülüğündeki Meslek Tanıtım Seminerleri’ne 26 Haziran 2022 tarihinde bir yenisini daha ekledi. Seminer kapsamında Fatih Sultan Vakıf Üniversitesi Hukuk Fakültesi Arş. Gör. Esra Gültekin koordinatörlüğünde; İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Doç. Dr. Mesut Aytekin, İstanbul Ticaret Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden Arş. Gör. Ali Kürşat Sak sosyal bilimler kapsamında akademik yapı ile ilgili görüşlerini ve tecrübelerini öğrencilerimize aktardılar.

“Akademisyenlik bir meslek değil, yaşam tarzıdır.”

Konuşmacılarımız öncelikle kendilerini tanıtıp akademik hayatları süresince geçirmiş oldukları gelişim süreçlerini de aktararakakademinin özelliklerinden ve süreçlerinden bahsettiler. Bu kapsamda Arş. Gör. Gültekin ‘‘Akademi, 2 yönü bulunan bir alandır zira akademisyenler bir taraftan öğrencidir çünkü akademisyen sürekli olarak öğrenen ve üreten kimsedir. Diğer yönüyle akademisyen,uygulama çalışmaları ile ders anlatımı ile öğrenci yetiştirendir. Bu iki yönü dikkate alındığında akademi süreklilik isteyen bir yaşam tarzıdır.’’ sözleriyle akademinin muhteviyatına dikkat çekmiştir. Arş. Gör. Gültekin, geçmişteki akademik eğitim ile günümüz akademik eğitim süreçlerini kıyaslayarak usta-çırak ilişkisinin bozulduğuna ve organik bağların kurulamadığına değinmiştir.

Konuşmacılarımızdan Arş. Gör. Ali Kürşat Sak; akademisyenliğin öğrenciler tarafından kabul görülen biçimine dem vurarak akademisyenliğin bir meslek olmadığının altını çizmiş ve mesaisi olmayan, sürekli üretim gayesi bulunan, üretmeyi sevmenin zorunlu olduğu bir alan olarak tanımlamıştır. Bu tanım sayesinde öğrencilerimiz akademisyenlik hakkındaki düşüncelerinde belirgin farklılıklar oluştuğunu belirtmişlerdir. Konuşmacımız gelen sorular üzerine yüksek lisans perspektifinin geniş tutulması ve dolasıyla spesifik alanlardan kaçınılarak kapsayıcılığı yüksek majör konulara eğilim gösterilmesinin altını çizmiştir. Akademisyenlikte yabancı dilin son derece önemli olduğunu vurgulayan konuşmacılarımız,bu kapsamda girilecek olan ALES, GRE gibi sınavlardan da bahsederek öğrencilerimizin kaygılarını gidermişlerdir.

“Aktif okuma, sürekli okuma ve metodoloji”

Vakıf Üyemiz Doç. Dr. Mesut Aytekin, akademisyenlikteki sürekli çalışma gerekliliğini özellikle vurgulamış ve akademisyenliğin zihnen bir yorgunluk getirdiğini ancak öğrencilerin gözlerine bakıldığında bu yorgunluğun unutulduğunu belirtmiştir. Konuşmacımız farklı alanlardan akademisyenlerle çalışmanın, kişinin kendi alanını tayin etmesinde önemli rol oynadığını dile getirerek öğrencilere bu konuda tavsiyede bulunmuştur. Akademisyenlikte nitelikten çok niceliğe verilen önemin arttığını belirten Doç. Dr. Aytekin, bu husustaki eleştirilerini öğrencilerle paylaşmıştır.Akademisyenlikte verimin hangi yollarla artırılabileceğinin yöntemini kişisel deneyimleri ile aktararak konuşmasının son bölümünde öğrencilere şu nasihatlerde bulundu: ‘‘Üretilebilir bir tez seçimi, düzenli okuma, mutlak suretle yazı yazma ve sevilen bir tez konusu. Bunlar bir akademisyenin olmazsa olmazıdır.’’

İnteraktif bir biçimde gerçekleştirilen toplantımız, yoğun ilgisini koruyarak teşekkürler eşliğinde sona ermiştir.

Haber:

Enis BİLİCİLER