5 Aralık 2024

KOCAV 25. Öğrenci Sempozyumu’nun Konusu Ömer Seyfettin’di

“Birinci Dünya Savaşı’nın bozgununu yaşamış, siyasal birliğini kaybetmiş, kendine güveni olmayan topluma kendi parlak geçmişini, kendini yapan değerleri hatırlatarak güven kazanmasını sağlamak Ömer Seyfettin’in hikâyelerinin asıl amacını oluşturur.”

KOCAV 2021 Bahar Dönemi’nde 25.’si düzenlenen KOCAV Öğrenci Sempozyumu’nda, Türk edebiyatının en önemli yazarlarından olan Ömer Seyfettin konu edildi. Google Meet üzerinden 8 Mayıs Cumartesi günü gerçekleştirilen sempozyumda 5 farklı oturumda 18 ayrı tebliğ sunuldu. Öğrenci Sempozyumu’nun koordinatörlüğünü İstanbul Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Necmettin Özmen, danışmanlığını Erciyes Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hülya Argunşah yaptı.

Dr. Öğr. Üyesi Özmen açılış konuşmasına, KOCAV’ın Türk milletine ve onun değerlerine yabancı olmayan aksine milleti ve değerleriyle bütünleşmiş vatansever, ezberci olmayan, araştırmacı ruha sahip ilim adamlarının, aydınların yetişmesine katkıda bulunmak maksadıyla kurulduğunu belirterek başladı. Bunun için çok çeşitli faaliyetler yapıldığını (Başarı Öyküleri, Divan Sohbetleri, Şiir Akşamları, Ahde Vefa sunumları, Konferans-Panel-Açık Oturumlar, dergi ve kitap yayıncılığı, sosyal yardım gibi) belirtti. KOCAV Seminerleri’nin her yeni akademik yılda Giriş, Gelişme, İhtisas seviyelerinde olmak üzere öğrencilerin temel alanlarda eksikliklerini gidermek amacıyla planlanmış faaliyetler olduğunu söyledi ve Öğrenci Sempozumları hakkında kısa bilgi verdi: “Öğrenci Sempozyumu ise Gelişme ve İhtisas öğrencilerimizin seminerlerin son haftasında gerçekleştirdiği programdır. 2008 yılından itibaren gerçekleştirilen Öğrenci Sempozyumu konuları arasında Nurettin Topçu, Türk Dünyası, Niyazi Gökalp, Mehmet Niyazi Özdemir, Emin Işık konu edilmiştir. Bu sempozyumumuzun konusu ise Ömer Seyfettin’dir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında fikirleriyle etkili olan Ömer Seyfettin hakkında söylenecek çok söz vardır.”

Prof. Dr. Argunşah’a açılış konuşmasında Ömer Seyfettin’in önemine vurgu yaptı: “2020 yılı Ömer Seyfettin’in vefatının 100’üncü yılı idi. Öldüğünde henüz 36 yaşında olan Ömer Seyfettin kısa ömrüne çok şey sığdırmıştır. Ölümünün üzerinden 100 yıl geçmesine rağmen arkasında okuyucusunun vazgeçemediği hikâyeler bırakmıştır. Türk insanı okumayı öğrendiği andan itibaren onun hikayelerini okuyarak yoluna devam etti. Onun hikayelerinde Türk insanının vatanına ve milletine karşı nasıl olması gerektiğini anlatan rol modeller vardı. Bugün içinde yaşadığımız ülkenin temellerinde onun düşünceleri, uyarıları, rehberliği vardır. Ülkemizi, Ömer Seyfettin’e ve çağdaşının insanlarına borçluyuz. Ömer Seyfettin yazma faaliyetlerini tarihimizin dönüm noktalarında sürdürmüştür.”diyerek düşüncelerini ifade etti.

“Hikâyeleri Onun Milliyetçi Düşüncelerinin İfade Alanı Olmuştur”

Prof. Dr. Argunşah sözlerine Ömer Seyfettin’in makalelerinde Türk toplumunun varlığı üzerinde durduğunu, medeniyet ve kültürümüzü derinden etkileyecek fikir ve görüşlerinin savunmasını yaptığını ifade ederek devam etti. Yeni Lisan çerçevesinde yazdığı milli tecrübelerden çıkarılmış siyaset risalelerinin ve hikayelerinin bu görüşü ortaya koyduğunu belirtti. “Ömer Seyfettin yazmaya şiirle başlasa da hikâyede karar kılmış, tarihi ve siyasi tezleri olan bir yazardır.  O, bu tezlerini hikayelerle ve edebiyatla okuyucusuna iletmeyi ister. Bu sebeple onun hikayeleri Türk milliyetçiliği düşüncesinin de ifade vasıtası olmuştur. Ancak bu durum kendisinin hikâye sanatından çok fazla fedakarlıkta bulunmasına neden olmamış aksine hikâyenin fikri yapısının oluşmasına katkı sağlamıştır.”

“Destanlar Umutsuz Milletlerin Sığındığı Limandır”

Sözlerine Ömer Seyfettin’in hikâyelerinde ve diğer yazılarında niçin tarihi değerleri işlediğini anlatmayla devam eden Prof. Dr. Argunşah, Ömer Seyfettin’in meselelere ferdi değil her zaman sosyal ve tarihi düzlemde baktığını söyledi.“Birinci Dünya Savaşı’nın bozgununu yaşamış, siyasal birliğini kaybetmiş, kendine güveni olmayan topluma kendi parlak geçmişini, kendini yapan değerleri hatırlatarak güven kazanmasını sağlamak Ömer Seyfettin’in hikâyelerinin asıl amacını oluşturur. Milletler başı sıkıştığında uzak tarihlerine, destanlarına sığınırlar. Çünkü onlarda her zorluğun üstesinden gelen, devleti ve milli varlığı uğruna kendini feda eden insanlar vardır. Dolayısıyla Ömer Seyfettin’in bu dönemde tarihe yönelmesinin Namık Kemal’in tarihe yönelmesinden hiçbir farkı yoktur.”

“Her Dönemin Yazarı Ömer Seyfettin”

Prof. Dr. Argunşah, Ömer Seyfettin’in dilinden ve günümüzde hâlâ anlaşılabilir olmasından bahsederek“20. yüzyıl başlarından bugüne seslenen Ömer Seyfettin bütün bunları tertemiz, duru bir dille yapar. Yeni Lisan hareketiyle birlikte yazdıkları bugünün okuyucusu tarafından bile hiç sıkılmadan okunulan metinlerdir. Bunun için Ömer Seyfettin her dönem taze, her dönem okunabilir bir yazardır. Geleceğe olan inancımızı tazelemek için kültürümüzün, tarihimizin, edebiyatımızın değerlerini çok iyi tanımalı ve onlardaki derin ruhu özümsemeliyiz.” şeklindeki yorumlarını paylaştı.

“Genç arkadaşlarımın çalışmaları ve katılımları hem gurur verdi hem de çok mutlu etti.”

Sempozyum sonunda Sempozyum Danışmanı Prof. Dr. Hülya Argunşah değerlendirme ve kapanış konuşması yaptı. Prof. Dr. Argunşah sözlerine sempozyumun danışman hocası olarak kendisini seçtikleri için ve isteğini kırmayıp Ömer Seyfettin toplantısı yaptıkları için KOCAV’a teşekkür ederek başladı. Genç arkadaşların çalışmaları ve katılımlarının mutluluk ve gurur verici olduğunu söyledi. Bu yıl içerisinde Ömer Seyfettin üzerine gerçekleştirdiği çalışmalardan bahsettikten sonra sözlerine şöyle devam etti: “Çokverimli bir sempozyumdu, çok güzel şeyler dinledim. Tabii beni asıl şaşırtan şey,sunum yapan öğrencilerin sadece Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden olmayıp çok farklı alanlardan da olmasıydı. Örneğin Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliğinden, Çevre Mühendisliğinden bir arkadaşım konuştu. Çapa’dan sağlıkçı bir arkadaşım sonra iktisatçı bir arkadaşım konuştu. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden gelen arkadaşlarımı çok doğal görüyorum da diğer arkadaşların bu alana ilgi göstermeleri beni çok mutlu ediyor. Çünkü edebiyat ve dil hepimizin meselesi. Bugün saygın bir hekimden, saygın bir polis memurundan, kibar bir iktisatçıdan, tarihine saygı gösteren bir politikacıdan, tarihini bildiği için daha doğru adımlar atabilen bir siyaset adamından söz edebiliyorsak aslında bütün bu süreci tamamlıyor olmamızın bir sonucudur.İnsanlar çok başarılı meslek erbabı olabilirler. Ama bunun içerisinde bir de başarılı bir insan olmak, iyi insan olmak, olgun insan olmak, kültürünü ve değerlerini iyi bilen insan olmak var. Bu, bir milletin sürekliliği açısından son derece önemlidir. Bizim burada katılımcıların içerisinde yaşadığımız sevinç budur. Demek ki kültürümüzle, edebiyatımızla, dilimizle ve tarihimizle ilgilenen; ilgilenme konusunda bize vaatlerde bulunan gençlerle karşı karşıyayız. Ne mutlu bize! Geleceğe yönelik ümitlerimiz daha fazla olmalı. Ben sözlerimi Ömer Seyfettin’in bir cümlesi ile tamamlamak istiyorum.Ömer Seyfettin diyor ki: ‘Ümit ölmez.’ Geleceğe güvenen geleceğe inanan insanın kullanabileceği iki kelimelik bir slogan. Dolayısıyla ben de ‘ümit ölmez’ diyerek sözlerini tamamlamak istiyorum. Tüm gençleri çalışmalarından dolayı tebrik ediyorum.”

Oturum koordinatörleri de değerlendirmelerinde özellikle öğrencilerin kendi içinde çok iyi koordine olduğuna, üzerlerine düşen sorumlulukları vaktinde yerine getirdiklerine, yapılan düzeltme ve eleştirilere çok duyarlı davrandıklarına vurgu yaptılar. Zaman yönetimlerinin de çok iyi olduğunun altı çizilerek tüm öğrencilere gösterdikleri özveriden ötürü teşekkür edildi.

Son olarak KOCAV Eğitimden Sorumlu Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Ümran Ay Say,Ömer Seyfettin’in özellikle din şuuru, tarih şuuru, vatan şuuru ve dil şuurunu Türk gençliğine anlatmak üzere kalem oynattığını vurguladı. Öğrencilere emeklerinden dolayı teşekkür ederek sağlıklı günlerde buluşma temennileri ile programı sonlandırdı.

Hazırlayan:

Afra YÖRÜKOĞLU (Gelişme 2)

Sümeyye ÖRNEK (İhtisas 2)