Vefatının 36. yılında Erol Güngör’ü anma programımız 6 Nisan 2019 tarihinde Prof. Dr. Bedri Gencer’in, Fıkıh Üzerine Türk Düşüncesinde Erol Güngör sunumu ile gerçekleşti. Bedri Gencer ele alınan bir şahsiyetin, bağlam içinde değerlendirmesinin daha anlamlı olduğunu düşünerek Erol Güngör’ü ortaya çıkaran ve onun beslendiği kaynakları anlatarak sunumuna başladı. Öncelikle kavramsal bir düzlem inşa etmeye çalışan Gencer fıkıh kelimesinin Gazalî’nin döneminden başlayarak anlamının daraldığını belirtti. Gencer’e göre fıkıh kelimesi“düşünce”nin birebir karşılığıdır. Daha sonra Osmanlı’da üç kültür olduğunu aktararak bunların; mektep(- bugünkü üniversitenin karşılığı), tekke ve medrese olduğunu, mektep ve medresenin rekabetini tekkenin dengelediğini belirtti. Özellikle Ziya Gökalp üzerinde ısrarla duran Bedri Gencer; “Gökalp anlaşılmadan Erol Güngör’ü anlayamayız” dedi. Gencer, Osmanlı’nın son döneminde mektebin temsilcisi olarak Ziya Gökalp’i, medresenin temsilcisi olarak Elmalılı Hamdi Yazır’ı ve tekkenin temsilcisi olarak Abdülhakim Arvasi’yi gösterip bu üç ismin ortak dili konuşup, birçok kavram üzerinde mutabakat sağladıklarını söyleyerek bugün ihtiyacımız olanın da bu ortam olduğunun altını çizdi.
Düşünürlerimiz arasında eserler üretirken, pozitif-normatif çalışma ayrımının yapılmasını doğru bulmadığını aktaran Gencer, insan düşüncesinin tikel problemleri külli kaidelere tatbik ederek ilerlediğini savundu. Erol Güngör’ün bu ayrımı aştığını, bize düşüncenin ilerlemesi gereken yolu gösteren sayılı düşünürlerimizden olduğunu belirtti. Güngör’ün sağlam dil altyapısı ve özgüveni sayesinde ciddi çalışmaları zorlanmadan yaptığını aktaran Gencer, bunun günümüzde, kuşatıcı eser üretmek isteyen tüm aydınlara örnek olması gerektiğini ifade etti.
Güngör’ün değerinin başka yazarlarla birlikte okunduğunda daha iyi anlaşılacağını söyleyen Gencer, bunlara örnek olarak Cemil Meriç ve Nurettin Topçu’yu verdi. Modernleşmeyi fıtrattan uzaklaşma olarak tanımlayan Gencer, bu durumdan kurtulmamızı da kuşatıcı bir düşünce üretmemize bağlar. Kuşatıcı bir düşünce üretmek ise sağlam özgüven gerektirir der. O özgüven ise ancak köklerle kurulan sağlıklı bağlar ile oluşur. Gencer, bu bağların kurulması için düşünürlerimizin pergelin ayağını sağlam temellere sabitlemesi gerektiğini savunur. Son olarak Gencer, elinden geldiğince akıllarda oluşan soru işaretlerini gidermeye çalıştı.