Hakkında çok şey söylendi. Şeytanın aleti dendi kimi zaman. Kimi zaman da Zeki Müren’in bizi görüp göremeyeceğini merak ettik. Arkasına baktık kimse var mı diye. İstiklal Marşı eşliğinde açtık kapattık. Birlikte ay yolculuğu yaptık. Evet bildiniz! Uzun bir süredir evlerimizin başköşesine oturttuğumuz televizyon…
Yalnızca televizyon değil elbette, medya çok uzun bir süredir hayatımızda. Tellallar sokaklarda “Ey Ahali duyduk duymadık demeyin!” diye davullarına vurduğundan beri kimin ne yaptığından haberdar olmaya çalışıyoruz. Sokaklarda hangi gazetenin ne yazdığını merak eden halk, radyolarının başında “arkası yarın”ların yolunu gözler oldu zamanla. İşte o büyük lokma yemeyen ahali şimdi büyük lokmalar yemeğe başladı ve her an her şeyden haberdar olmak ister hale geldi.
KOCAV mezunlarından Dr. Mesut Aytekin’in editörlüğünü yürüttüğü “Yeni(lenen) Medya”, hayatlarımızın ayrılmaz bir parçası haline gelen medyanın bu dönüşümünü anlatıyor. Medya artık yalnızca ajanslardan ve günlük gazetelerden ibaret değil. Herkes bir haberci edasına büründüğünden herkes “güçlü organizma”nın bir parçası oldu. Eser bu dönüşümü anlatması yönüyle büyük bir önem taşıyor. KOCAV Yayınları tarafından yayınlanan altıncı kitap olan “Yeni(lenen) Medya”, aynı zamanda Akademi Dizisi olarak yayınlanacak kitap serisinin ilk kitabıdır. Kitap, Kültür Ocağı Vakfı Kitabevi’nden temin edilebilir.
Yayın koordinatörlüğünü İbrahim Biz’in yürüttüğü kitabın tashihi Sani Gören tarafından yapılmış, mizanpajını Engir Demir üstlenmiş ve kitabın yayın aşamasına Esra Çelik destek vermiştir.
Editör Mesut Aytekin’in yanında, Dr. Ümit Sarı, Aslı Yurdigül, Yrd. Doç. Dr. Onur Akyol, Yrd. Doç. Dr. Yelda Özkoçak, Ali Artmaz ve Ayşe Burhan Aytekin de eserde makaleleriyle yer almışlardır.
Söze “Medya Medya Söyle Bana” diyerek başlanan kitap, aslında ilk bakışta vermek istediği mesajı biz okuyuculara iletiyor. Artık günlük hayatımızın bir parçası haline gelen medya, sosyal medya aracılığıyla her an habere erişme imkanı tanır hale geldi ve insanlar kendilerini sanal ağlarla dış dünyaya bağlamadan yaşayamaz hale geldiler.
Mesut Aytekin kitabın ilk makalesi olan “Sadece İletişim”de konunun temelini oluşturan iletişimin ne olduğunu açıklarken, Ümit Sarı en yaygın medya araçlarından olan televizyonun bireyleri ve toplumu nasıl etkilediğini “Televizyon ve Etkileri” isimli makalede incelemiştir. Aslı Yurdigül’ün “Televizyon Haberciliği” makalesi ise toplum üzerinde büyük etkisi olan televizyonu haberler bağlamında incelemiştir. “İnternet ve Değişen Televizyon Yayıncılığı Teknolojileri” makalesinde ise Onur Akyol, teknoloji ile giderek hem cebe girecek kadar küçülen hem de bir duvar kadar kocaman olabilen ve daha işlevsel hale gelen televizyonun dönüşümünü anlatmıştır. Yine Mesut Aytekin “Yerel Televizyonlar” makalesinde küçük de olsa bir kitleye hitap edebilen ve kendince etkileri olan yerel televizyonları ele almış, Yelda Özkoçak ise “YENİ’sini Arayan İletişim” başlıklı makalesinde teknolojiyle birlikte açılan yeni iletişim ortamları ve imkanlarından bahsetmiştir. Ali Artmaz, “Toplumsal Paylaşım Ağlarının Siyasal İletişimde Kullanımı” makalesinde, birçok insanın günlük hayatının bir parçası haline gelen facebook ve diğer sosyal ağların siyasi olarak nasıl kullanıldığına değinmektedir. Son olarak Ayşe Burhan Aytekin ise medyanın ayrılmaz bir parçası haline gelen ve verilmek istenen bir mesajın en etkili şekilde tüketiciye ulaşmasında etkili olan reklamları “Kültürlü Reklamlar” makalesinde incelemiştir.
Kısa zamanda büyük bir gelişme gösteren ve teknolojiden nasibini alan iletişim sektörü, vaktiyle inanamadığımız “Büyük Birader”lerin kurtlar sofrası haline geldi. Üzerine danteller örttüğümüz televizyonlar giderek küçüldü ve cebimize kadar girdi, üstelik akıllandılar. Yalnızca televizyon mu? Bir de dünyayı saran ağ var, her hücremize nüfuz eden. Televizyondakilerin bizi görmesinden endişe ederken, birileri tarafından görülebilir olmak doğal bir durum halini aldı ve artık bunu ister hale geldik. Duygularımızı, acılarımızı artık sanal dünyada herkesle paylaşıyor ve insanların doğru veya yanlış paylaştıklarından yola çıkarak hayatları hakkında yorumlarda bulunup sanal sosyal ilişkilerimizi geliştiriyoruz. Yine sanal yollarla hiçbir engel olmadan basın ve yayın kuruluşlarına her türlü tepkimizi ulaştırıyor, “Trend Topic” olarak dünyaları değiştireceğimize inanıyoruz.
“Yeni(lenen) Medya” bireysel ve toplumsal etkileri artık yadsınamayacak boyutlara oluşan güncel bir konuya değinmesi yönüyle önemli bir çalışmadır. Dr. Mesut Aytekin ve diğer yazarların birlikte çıkardıkları ilk kitap olan eser, daha üzerine söylenecek çok söz olan bir konuyu ele aldığı için, yeni çalışmalara gebedir. Yazar kadrosunu KOCAV Bülten ekibi olarak tekrar tebrik eder, nice çalışmalarında başarılar dileriz.
Mesut Aytekin Kimdir?
Dr. Mesut Aytekin, Kütahya’nın Domaniç ilçesinin, Çukurca köyünde 1981 yılında dünyaya geldi. İlköğretimini köyünde, lise öğrenimini Tavşanlı’da tamamladı. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon Sinema Bölümü’nü 2003 yılında ikincilikle bitirdi. Aynı yıl İÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Radyo Televizyon Sinema Ana Bilim Dalı’nda yüksek lisansa başlayan Aytekin, “Korku Sinemasında Vampir Filmleri ve Korku Sinemasının Tarihsel Sürecinde Değişen Vampir İmgesi” başlıklı teziyle 2006 yılında yüksek lisansını, “Türk Milliyetçiliğinin Türk Sineması’nda Yansıması (2005-2011)” isimli teziyle doktorasını tamamladı.
2007’de İÜ İletişim Fakültesi Radyo TV Sinema Bölümü’ne Araştırma Görevlisi olarak atandı. Birçok kısa film ve belgesel çalışması olan Aytekin, Reklamların İçinde/N, A Bridge of Intercultural Communication kitaplarında bölüm yazarlığı yapmıştır. KOCAV Yayınlarından çıkan Süleymaniye Sempozyumu (Şehir ve Medeniyet) kitabının editörlüğünü (Yrd. Doç. Dr. Mustafa Hakkı Ertan ve Dr. Ümran Ay ile birlikte), Kültür Ocağında Bir Mütefekkir Erol Güngör ile Siyaset Sosyolojisi kitaplarının da genel yayın yönetmenliğini yapmıştır.
KOCAV Bülteni ve Rengâhenk Dergisi’nin kurucuları arasında yer alan Aytekin, evli ve bir çocuk babasıdır.
Hazırlayan: Elif Darıcı
İhtisas 2