Değerler Hiyerarşisi Bağlamında Etik ve Ahlak
“Kaybolan Ahlakın Peşinde” üst başlığı ile gerçekleştirilen KOCAV Konferans/Panel/Açık Oturum dizisinin bu yıl gerçekleştirilen ilk faaliyetinin konuğu KOCAV Vakıf Meclisi Üyesi Semra Sucu idi. Sucu “Değerler Hiyerarşisi Bağlamında Etik ve Ahlak” başlıklı sunumuyla bizlerle oldu.
Sucu, Hilmi Ziya Ülken’in ahlakı bir “kolektif tefekkür alanı” olarak adlandırmasını bizlere hatırlatarak konuşmasına başladı. Sucu, ahlakın sadece felsefeci ve etik üzerine düşünenlerin bir alanı olmadığını, hepimizin ahlak üzerine düşünmemiz gerektiğini vurguladı.
Etik ve ahlak ayrımına değinen Sucu, etiğin ahlakı inceleyen bir soruşturma alanı olduğunu belirtti. Ahlakın, değerler bütünü olarak örf ve adetleri içeren ve davranışlarımıza anlamlandıran bir bütün yapı olduğunun altını çizdi.
Konuşmasına etik ve ahlak arasındaki yanlış anlaşılmalara değinerek devam eden Sucu, etiğin ahlaki alanı işgal ediyormuş gibi anlaşıldığını belirtti. Ahlakın sadece örf ve adetler düzeyine indirgenip insanı kısıtladığını, etiğin ise özgürleştirici bir alan gibi yanlış anlaşıldığına dikkat çekti. Ahlaki fiillerin etik olarak yorumlama ile göz ardı edildiğini belirtti.
Sucu farklı düşünürlerin de etik ve ahlak ayrımlarına konuşmasında yer verdi. Hegel’in ahlakı gelenek ve törelerle ilgili bir kavram, etiğin ise düşüncenin dolayımın dan geçen bir ussallaştırma olarak tanımlamasını bizlere hatırlattı. Erol Güngör’ün ise bir cemiyetin ahlaki yapısını belirleyen kavramın, o cemiyetin hedeflediği sistem olarak düşündüğünü vurguladı.
Doğu-Batı ayrımına değinerek sözlerine devam eden Sucu, Batı’nın ve Doğu’nun birbirlerini eleştirdiği konulara dikkat çekti. Batı, Doğu’yu ahlaki değerlere önem vererek gelişemediği yönünden eleştiriyor, Doğu ise Batı’yı özgürleştirici etik anlayışının toplumun yapısını bozması açısından eleştiriyor. Doğu toplumlarının değer yargısı ile Batı toplumlarının değer yargısının birbirinden farklı olduğunun altını çizdi.
Scheler’in Değerler Hiyerarşisi
Sucu, konuşmasının ilerleyen sürecinde Scheler’in “Değerler Hiyerarşisi” kavramına değindi. Scheler’in değerler hiyerarşisi kavramının ilk basamağının duygusal değerler, ikinci basamağının dirimsel değerler, üçüncü basamağının tinsel değerler, dördüncü ve en üstteki basamağının dinsel değerler olduğunu açıkladı. Değerler hakkında örnekler vererek konuya açıklık getirdi. Dinsel değerlerin bir Batı düşünürü tarafından en tepede konumlandırılmasının dikkat çekici olduğunu vurguladı.
Sucu konuşmasına, Batı’daki etik anlayışının oluşumunun Antik Yunan’dan Aydınlanma Çağı’na kadar uzun bir süreç içerisinde oluştuğunu belirterek devam etti.
Duygu ve şuur arasındaki ayrıma değinen Sucu, bu kavramı toplumlar arasındaki anlayış farkıyla açıkladı. Şuur konusundaki farklı yaklaşımları, Dr. Zekeriya Kökrek’in “idraki idrak edebilen” olarak tanımlamasını hatırlatarak Zen Budizm’den Suzuki’nin “müşahede eden benlik” tanımıyla karşılaştırdı.
Sucu Doğu ve Batı toplumlarındaki kültür farkına da değindi. Doğu toplumlarında utanç kültürünün, Batı toplumlarında ise suç kültürünün hâkim olduğunu belirtti. Batı kültüründeki suç kültürünün oluşmasında Batı’nın etik anlayışının etkili olduğunu, Doğu toplumlarındaki bu utanç kültürünün ise sorumluluklarını yerine getiremeyen insanın duygusal reaksiyonunun etkisinde geliştiğini belirterek kavramları neden-sonuç ilişkisiyle açıkladı. Doğu toplumları ile batı toplumlarının arasındaki önemli farklardan birinin de terbiye olduğunu vurguladı. Batı toplumlarında terbiye metotlarının çok olmadığını daha çok özgürlük anlayışının hâkim olduğunu belirtti. Doğu toplumlarındaki Rab anlayışının terbiye edici sıfatı olarak hâkim olduğunu, çocukluktan toplumsal kuralların öğretildiğini dile getirdi.
Semra Sucu, hikmet inancının kuşatıcı yönünü belirtti. Bu konu üzerine daha fazla eğilmemiz gerektiğini vurgulayarak konuşmasını sonlandırdı. Soru cevap faslının ardından konferans sona erdi.