“Türk/İslam Medeniyetinde Dünyevi ve Uhrevi Sistem-Ahilik”
“Ahiliğin başkentinden Kırşehir’den selamlar olsun’’ diyerek bizleri selamlar Yrd. Doç. Dr. Ceylan. “Ahilik sadece bir esnaf teşkilatlanması değil diyerek konuya olan merak olgumuzu daha da arttırır. Ahilik nedir? Sorusuyla başlar sözlerine ve devam eder. Kelime anlamı Arapça “kardeşim’’ olan “Ahi’’ kelimesi Divanı Lügatit Türk’te de “cömertlik’’ olarak tanımlanır. Ahilik bir medeniyet hareketidir ve bu medeniyet hareketinin temelinde üç temel unsur vardır. Bunlardan birincisi Orta Asya dan getirmiş olduğumuz kültür unsuru, ikincisi İslam dinin dönüştürücü esasları ve son olarak üçüncüsü de yaşadığımız coğrafyadan kazandıklarımız. Bu millet teşkilatçılık ve dayanışmacılık özelliğiyle bu değerleri toplayarak Anadolu da bir medeniyet hareketine başlamıştır. Ahiliğin temelinde Fütüvvet nameler vardır. Fütüvvet namelerin özünde Peygamber sünneti onun da özünde Kur’an vardır. Fütüvvet teşkilatı ve Ahilik arasında bir derece farkı görülmektedir. Burada da devreye Ahi Evran Veli giriyor. Ahi Evran Veli, 1171 yılında kuzey İran da doğmuş bir Azeri Türküdür. Küçük yaşlarda Ahmet Yesevi’nin öğrencilerinden dersler almış, sonra Bağdat’a gitmiş ve orada dönemin çok büyük âlimlerinin yanında kendini geliştirmiştir.
Alâeddin Keykubat ile irtibat kurmuş ve onlarla birlikte Anadolu’ya gelmiştir. İlk olarak Kayseri’ye yerleşmiş bursa yaşayan Moğollar ile mücadele içine girmişlerdir. Alâeddin Keykubat zehirlenerek öldürülünce Ahi Evran ı Keykubat yanlısı olarak tutuklamışlardır. Bir müddet Konya’da hapiste kalmıştır. Çıktıktan sonra bir yıl gibi bir müddet Denizli’de kalıp Moğollar tarafından şehit edildiği 1261 Nisan inana kadar Kırşehir de yaşamış ve Ahiliği burada teşkilatlandırmıştır. Ahiliğin oluşmasında bu dönemin siyası durumunun fütüvvet namelerin ve iktisadi faktörlerin etkisi vardır.
Ahilik Üretimi Teşvik Ediyor
Türkmenler Anadolu’ya geldiği zaman aşsız ve işsizler. Bu insanları vasıflı insan haline getirmek gerekiyor. Anadolu’daki geldik Ona gidiceğiz diyenlerin sistemi. yerli halkın elinde bulunan meslekleri Ahi Evran Müslüman Türk öğretmek, ele için mücadele veriyor. Bunu da Müslüman Türkleri iş kollarına yerleştirerek yapıyor. Böylece devletin iktisadi alt yapısını yetiştirmiş oluyor. Vasıflı eleman yetiştirerek ken¬dilerine has iktisadi nizam oluşturuyorlar. Başlangıçta bu teşkilatlanma bir tarikat teş¬kilatlanması şeklinde fakat sonraları bütün tarikatları içine alan bir teşkilatlanma oluşu-yor. Hepsini içine alan bir Osmanlı şemsiyesi tabiri yerinde olacaktır. Oluşan bu Ahi teş¬kilatına dâhil olabilmek için girmek isteyen¬lerde iki temel şart aranıyor. Bir Müslüman olacak, iki bir meslek sahibi olacak. Ahiliğin karşı olduğu en önemli husus üretmeyen insan profilidir. “Üreten insan güçlü insandır’’ diyerek koyuluyorlar işe. Ahilik teşkilatında kişi bir mesleğe seçece¬ği zaman işe kişinin tüm geçmişini araştır¬makla başlıyorlar. Daha sonra iki yıllık bir yamaklık süreci içerisine giriliyor, bu süreçte işi yapıp yapamayacaklarını görüyorlar. Bu süreci tamamlayan kişiler için çıraklık, döne¬mi kalfalık dönemi ve en sonunda da ustalık dönemine geçiş oluyor. Bu dönemler bir eği¬timi de beraberinde getiriyor. Geceleri tek¬ke ve zaviyelerde dini eğitimlerini alıyorlar; ertesi gün de iş başında eğitim alıyorlar. Her şehrin bir Ahi şeyhi oluyor. Bunların hepsi tek bir çatı altında Kırşehir deki Ahi şeyhine bağlanıyor. Müthiş bir teşkilatlanma ruhuyla hareket eden bu teşkilat hammaddeyi ucuz ve kaliteli şekilde temin ediyor ve üretimine imkân sağlıyor. Kaliteli bir üretim yapılma¬sına özen gösteriliyor. Eğer kaliteli üretim yapılmazsa bir yaptırım uygulanıyor burada da halk arasındaki o meşhur deyim ortaya çıkıyor. ‘‘pabucu dama atılıyor’’. Ahiliğin pek bilinmeyen bir diğer eğitim tarzı da askeri eğitim tarzıdır. Ahilik teşkilatının 740 yazılı kuralı vardır fakat 124 dünü uygulayabilmiş¬lerdir. Yemeden içmeye oturmadan kalmaya her konuyu kurallarla ele almışlardır. Orta sandık ismiyle bundan yüzyıllar önce sosyal güvenlik sistemini oluşturmuşlardır.
Ahilik bütünüyle göçebe hayat tarzından yerleşik hayat tarzına geçmemizi sağlıyor. Diğer vakıflarla diğer teşkilatlarla birlikte Anadolu’nun her yerinde yüzlerce binlerce tarihi eser ortaya koyuyor. Edebiyatta sanatta hayatın her alanın da karşımıza çıkıyor Ahi mensupları. Böylece Anadolu’nun Türkleş¬mesinde katkıda bulunuyorlar.
Ahilik teşkilatları Hem dünyevi, hem de uhrevi. Dünya-ahret dengesini müthiş bir şekilde kuranların sitemi, Hep bana diyenlerin değil, bir bana bir sana diyenlerin sistemi; kanatkâr insanların sistemi, gönül tokluğu yaşayanların sistemi, O’ndan
Hazırlayan
Kübra US
(İhtisas 2)