10 Aralık 2024

KOCAVlılar İstanbul Arkeoloji Müzesi’ni Gezdi

İstanbul Gezileri’nde KOCAVlıların İstanbul’u keşfetme serüveni kaldığı yerden devam etti.İstanbul Arkeoloji Müzeleri gezisinde yaklaşık yirmi KOCAVlı öğrenci, 27 Kasım’da tarihin tozlu tanıklarıyla hemhal oldu ve yüzyıllara meydan okumuş eserlerle buluştu. Sabah saat 11.00’de Arkeoloji Müzesi’nin önünde toplandıktan sonra müze uzmanları önderliğinde geziye başlandı.

İlk olarak müzenin tarihçesi hakkında genel bir bilgi verildi ve sonrasında müzede keşfe çıkıldı.Müzeye girişte misafirlerin karşılaştığı ilk heykel olan Mısır Tanrısı Bes Heykeli müzenin imza eserlerinden biriymiş. Uzmanların doyurucu anlatımlarıyla eserler incelenirken müzedeki salonların nasıl tasnif edildiği ve düzenlendiği hakkında da bilgi edinildi.

Örneğin Roma Dönemi’ni anlatan salonda konsept olarak gücü temsil eden mor renk kullanıldığı, duvardaki resimler ve gücü temsil eden heykeller bir bütün oluşturularak sergiye sunulduğundan bahsedildi. Başka bir salonda ise tanrılar, tanrıçalar ve kahraman yarı tanrılar için bir konsept oluşturulduğuanlatıldı. Zeus, Poseidon, Tykhe gibi tanrıların heykelleri incelendi. Müze’nin önemli eserleri arasında yer alan Ağlayan Kadınlar Lahidi, SidamaraLahidi, İskender Lahidigeçmişe dair merakımızı bir kat daha arttırdı. Arkeoloji Müzesi’nin ana binası sonrası ilk müze binası olan Çinili Köşk’e geçildi. Burada birbirinden güzel çini ve seramikleri görme fırsatı yakalandı.

Müze gezisinin ardından Sultanahmet Köftecisi’nde gerçekleşen yemek ve muhabbetle gezi tamamlandı. Bu güzel günden geriye bol bilgi eşsiz bir deneyim ve bolca fotoğraf kaldı.

KUTU: İlk Müzemizİstanbul Arkeoloji Müzeleri

İstanbul Arkeoloji Müzeleri, Osmanlı’dan Türkiye Cumhuriyeti’ne miras kalmış bir kurum olmakla birlikteTürkiye’deki ilk müzecilik çalışmalarını bünyesinde toplamaktadır. Arkeoloji Müzesi, Eski Şark Eserleri Müzesi ve Çinili Köşk Müzesi olmak üzere üç binadan oluşmaktadır. İstanbul Arkeoloji Müzeleri arasındaki en eski bina Çinili Köşk’tür. Çinili Köşk’te Osmanlı’dan kalma çini ve seramik örnekleri sergilenmektedir. İstanbul Arkeoloji Müzeleri içinde özel bir yere sahip olan Arkeoloji Müzesi gerek mimari yapısıyla gerekse dış cephe süslemeleri ile oldukça dikkat çekicidir. Girişin üzerindeki alınlığı da binanın görselliğine ayrı bir hava katmakta ve bu alınlığın üst tarafında Osmanlıca “Eski Eserler Müzesi” yazmaktadır. Müzede Neo-Klasik mimarinin en güzel ve görkemli eserleri yer almakta ve tarihin çeşitli dönemlerine izler bırakan medeniyetlere ait eserlere ev sahipliği yapmaktadır. Arkeoloji Müzesi’nde her salon için farklı bir konsept belirlenmiş, duvarlara resimle canlandırma yapılmıştır. Bu konsept canlandırmaları sayesinde ziyaretçilerin o dönemdeki duyguyu hissetmeleri hedeflenmiştir.

Gezinin Ardından…

“KOCAV’aTeşekkürler”

“Öncelikle çok keyifli bir gezi olduğunu belirtmek isterim. Bize eşlik eden müze görevlileri Elif Hanım ve Özlem Hanım’ın verdiği bilgiler sayesinde çok şey öğrendim. Örneğin Troya’nın arkeoloji için önemli bir nokta olduğu, Troya’dakitabakalaşmanın süreçleri gibi bilgileri öğrenmek beni çok mutlu etti. Lahitler ve eski takıların beni büyülediğini de söylemeden geçemeyeceğim. Bu gezi için KOCAV’a teşekkür ederim.”

EsmanurCOŞKUN (Gelişme 1)

“Bu Tür Gezileri Sıklaştırmalıyız…”

“Gezi süresince gerek bizi bilgilendiren müze görevlileri olsun gerekse Kübra Abla olsun bizimle çok ilgilendiler. Gezinin çok kalabalık olmaması ise memnun eden diğer bir noktaydı. Gezideki TroyaDönemi’nin açıklandığı kısım ve o dönem hakkında verilen bilgiler beni çok etkiledi. Bu gezinin, arkeoloji biliminin çok zahmetli ama sonuçlarının ne kadar kıymetli olduğunu, bir dönemi anlamak için o dönemin şartlarının neler olduğunu görmek için iyi bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Kültür Ocağı Vakfı’nın bu tür gezileri çok daha sık yapmasını istiyorum.”

Yavuz ERTÜRK (Gelişme 1)

“Vakıfla Birlikte Gezmenin Tadı Bir Başka Oluyor”

“Organizasyonu çok beğendim, geçen seneki Resim Müzesi gezisinde olduğu gibi bu gezide de her şey çok güzeldi. Bizi bilgilendiren rehberimiz kısa ve öz olacak şekilde çok güzel bilgiler verdi. Önceki gidişimde dikkat etmediğim birçok detayı bu gezi sayesinde fark ettim ve çeşitli bilgiler öğrendim. Örneğin bitki kalıntılarından insanların o dönemde ne yediğinin anlaşılması beni etkileyen noktalardan biri oldu. Bu tür gezilerin daha sık yapılmasını isterim. Çünkü İstanbul’da keşfedilecek çok fazla yer var. Biz buraları bireysel olarak gezsek bile bir uzman eşliğinde Vakıfla birlikte gezmenin tadı bir başka oluyor.”

Bilge KARATAŞ (Gelişme 1)

Haber: Efsanur TEKİN (Gelişme 1)